Yavuz Sultan Selim Türbesi
Yavuz Sultan Selim Türbesi, Fatih Yavuzselim’de, Yavuz Sultan Selim Camii’nin(http://www.degisti.com/index.php/archives/8361) avlusunda yer alır. Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1520 yılında Mimar Acem Ali’ye yaptırılmıştır.
IX.Osmanlı padişahı olan Yavuz Sultan Selim, Sultan II. Beyazıt ile Gülbahar Hatun’un oğludur. Sarayda iyi bir eğitim görmüş, Sultan II. Beyazıt hayatta iken kardeşleri Şehzade Korkut ve Şehzade Ahmet ile mücadele etmiştir. 1514 yılında İran’a karşı yaptığı seferde Çaldıran Savaşını kazanmıştır. Bundan sonra Dulkadirbeyliği’ni topraklarına katmış, 1516’da Mısır seferine çıkmış, Sina çölünü 13 günde geçmiştir. Mısır’da Memluk Sultanı ile Merc-i Dabık Savaşını, ardından 1517’de Ridaniye Savaşını kazanarak Kahire’ye girmiştir. Bu sefer sonucunda Halifelik unvanı ile Hz. Muhammed’in kutsal eşyalarını da alarak İstanbul’a getirmiştir. Bundan sonra Ayasofya Camisi’nde yapılan törenle de Abbasi son halifesi III. Mütevekkilden Halife unvanını almıştır. Avrupa’ya doğru son seferine çıkarken Edirne’de rahatsızlanmış, 22 Eylül 1520’de ölmüş ve türbesinin bulunduğu yere gömülmüştür.
Yavuz Sultan Selim Türbesi, kesme taştan sekizgen planlı olup, Klasik Osmanlı mimari üslubundadır. Türbenin üzeri dıştan yivli bir kubbe ile örtülmüştür. Girişin önünde birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlı dört yuvarlak sütunun taşıdığı, üzeri düz saçaklı, üç gözlü bir revak yer almaktadır. Revak sütunlarından baştakiler yeşil, ortadakiler ise pembe renktedir. Revakın sağ ve soluna birer çini pano yerleştirilmiştir. Bu çiniler, XVI. yüzyılın ilk yarısına ait sır altı tekniğinde panolardır. Çini panoda lacivert zemin üzerine ki satır beyaz yazı ile türbeyi Yavuz Selim’in oğlu Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı yazmaktadır. Bu kitabenin mealen anlamı şöyledir:
“Bu mübarek türbenin yapılmasını büyük sultan, Arap ve Acem sultanlarının efendisi, karaların ve denizlerin sahibi, her iki Haren-i Şerif’in hamisi Sultan Süleyman Han bin Selim Han bin Beyazıt Han emretti. Allah onun mülkünü ve saltanatını daim kılsın.”
Diğer çini panoda ise üstte Yusuf suresinin 101. ayeti, altta da Şuara suresinin 87–89. ayetleri yazılıdır.
Türbenin giriş cephesi dışında kalan diğer cepheleri iki katlı pencerelerle hareketlendirilmiştir. Pencerelerden üst kattakiler sivri kemerli ve alçı şebekelidir. Ayrıca kırmızı renkli taşlarla çerçeve içine alınmıştır. Alt sıra pencereleri ise dikdörtgen mermer söveli olup, üzerlerine içleri boş sivri kemerli alınlıklar yerleştirilmiştir.
Yapının içinde pencere bordürleri, payeler ve kubbe kasnağı XIX. yüzyıl kalem işleri ile bezenmiştir. Kubbenin içinde kalem işi ile ile Ra’d suresinin 3.ayeti yazılıdır. Pandantiflerdeki yuvarlak madalyonlarda ise Lafsa-i Celal, Hz. Muhammet, Çehar yar-Güzin ve Hasan ile Hüseyin’in isimleri yazılıdır.
Türbe, ağaç işleri yönünden de son derece zengindir. Giriş kapısı, XVI. yüzyılın özelliğini yansıtan kündekari tekniğindedir. Kapı kanatlarının, birinin üstüne; “Yeryüzünde herkes fanidir” diğerinin üstüne; “Külli nefs-in zaikat’ül-Mevt” (Her canlı ölümü tadacaktır) ayetleri nesih yazı ile oyulmuştur. Alt panolar, geometrik yıldız bölmeli ve sedef kakmalıdır. Ayrıca türbenin alt pencerelerinin kanatları da kündekari tarzında hazırlanmış ağaç işçiliğinin en güzel örnekleri arasında yer almaktadır. Kapının üzerine Esma-i Hüsna, Hüvel Hallak-ül Baki; Küllü nefs-in zakaikat’ül-Mevt sözleri yazılıdır. Ayrıca türbe içerisinde Kabe’nin bir maketi, Muhittin Arabi’nin söylediği kerametle ilgili bir taş, Hacı Kamil Akdik’in talik yazısı, Abdülhak Hamit’in de “Yavuz Sultan Selim’in Kabrini Ziyaret” isimli şiiri bulunmaktadır.
Türbenin yapıldığı döneme ait olan kandillerinin ve askılarının yerine II. Meşrutiyet döneminde görkemli bir avize konulmuştur.
Yapının içerisinde yalnızca Yavuz Sultan Selim’in sandukası vardır. Başında selimi kavuk bulunan lahitin başucunda tahta çıkış ve ölüm tarihi sırma yazıyla yazılıdır. Sanduka, sedef kakmalı ahşap bir şebeke ile çevrilmiştir. Bu sanduka üzerinde, kadife üzerine sırma ile işlenmiş Kelime-i Tevhit yazılı, XIX. yüzyıla tarihlenen bir örtü bulunmaktadır. Ayrıca Mısır seferi dönüşünde Şeyhülislam İbn-i Kemal’in atının ayağından sıçrayan çamur ile kirlenen ve Yavuz Sultan Selim’in vasiyeti üzerine ölümünden sonra sanduka üzerine serilmiş kaftanı bulunmaktadır.
Günümüzde türbe, İstanbul Türbeler Müdürlüğü’nün yönetimindedir ve ziyarete açıktır.
Kaynakça:
Kenthaber.com
Wikipedia.org
Leave a Reply