Yeni Valide Külliyesi – Emetullah Gülnüş Valide Sultan Külliyesi – Valide-i Cedid Külliyesi
Yeni Valide Camii Külliyesi-Emetullah Gülnüş Valide Sultan Külliyesi-Valide-i Cedid Külliyesi, Üsküdar’da(http://www.degisti.com/index.php/archives/1085) Hakimiyeti Milliye Caddesi ile Balaban Caddesi arasındaki yapı adasında yer alır. 1708-1710 yıllarında Emetullah Rabia Gülnüş Valide Sultan tarafından inşaa ettirilmiştir. Külliye; cami, hünkâr mahfili, çeşme, sebil, türbe, muvakkithane, mektep, imaret, şadırvan, havuz, su deposu, çarşı, bedesten ve meşruta evlerinden oluşmaktadır. Mimarı Lale Devri’nin mimarbaşı olan Kayserili Mehmet Ağa’dır.
Külliyeye adını veren, Rabia Gülnuş Emetullah Sultan, IV. Mehmet’in başhasekisidir. 1642’de Girit’te doğan ve asıl adı Evmania Voria olan Rabia Gülnuş Emetullah Sultan, Giritli Verzizzi ailesindendir. Girit Serdarı Deli Hüseyin Paşa tarafından Resmo’nun fethinden sonra esir alınarak Saray’a hediye edilmiştir. Kısa sürede IV. Mehmet’in sevgisini kazanarak onun baş kadını olan Gülnuş Sultan, 1664’de Şehzade Mustafa’yı 1673’de Şehzade Ahmet’i dünyaya getirerek sarayda yerini sağlamlaştırmıştır. Valide Hatice Turhan Sultan’ın ölümünden sonra Saray’ın en güçlü kadını olan Gülnuş, devlet işlerine pek karışmamıştır. 1687’de IV. Mehmet’in tahttan indirilmesi üzerine bir ara Eski Saray’a(http://www.degisti.com/index.php/archives/20470) gönderilmiş ama oğlu II. Mustafa hükümdar olması üzerine Valide Sultan olarak hareme geri dönmüştür. Gülnuş Sultan diğer oğlu III. Ahmet döneminde de yerini korumuş ve yirmi yıl valide sultanlık yapmıştır. 1715’de Edirne’de ölen Günuş Sultan’ın cenazesi İstanbul’a getirilerek Üsküdar’da adına yapılmış olan cami önündeki türbesine gömülmüştür.
Geniş bir alanı kaplayan Yeni Valide Camii ve Külliyesi, plan ve yapı bakımından hala klasik geleneğe bağlı olup, Avrupa etkisinden uzaktır. Caminin dış avlusu beş kapılıdır. Kapılar; Çarşı Kapı, Hünkar Kapısı, Arasta Kapısı, Cümle Kapısı ve Uncular Kapısı olarak isimlendirlmiştir. Çarşı kapısından camiin dış avlusuna girdiğimizde, karşımıza kirpi saçaklı, tonoz çatılı büyük bir su deposu çıkar. Burada Valide Bağı’ndan gelen su depolanmaktadır.
Su basmaz merdivenlerle çıkılan yapının iç avlusu, ikisi yanlarda biri de cümle kapısı tarafında olmak üzere üç kapısı vardır. Üç tarafı on dört mermer sütunun taşıdığı on yedi kubbeli bir revak ile çevrili avlunun her cephesine alt üst altışar pencere olmak üzere 36 pencere açılmıştır. Bunlar klasik demir parmaklıklı ve içten tahta kapaklıdır. Zemini mermer kaplı avlunun ortasında, zarif bir şadırvan yer alır. Devrinin en güzel eserlerinden biri olan bu şadırvan, tamamen mermerden sekiz yüzlü olarak yapılmıştır. Her yüzün köşelerinde mermer sütunlar vardır. Bu sütunların arasına pirinç şebekeler yerleştirilmiştir.
Kare planlı caminin basık kubbesi, dört kemerle, dört yarım kubbenin oluşturduğu sekiz köşe üzerine oturtulmuştur. İki yanda, başlıkları istalaktitli altı sütun üzerine oturan, üzerleri kubbeli mahfiller bulunmaktadır. Yirmi dört pencereli yüksek kubbe kasnağının dışında, üzerleri kurşun kaplı ve alemli sekiz ağırlık kulesi vardır. Elli altı metre yüksekliğinde ikişer şerefeli iki minaresinin de şerefeleri mermer şebeke korkuluklu ve istalaktitlidir. Cephe duvarlarında kuşlar için yapılmış dört kuş evi bulunmaktadır. Bunlardan cephede sağda yer alan dışa kabartmalı üç kubbeli, iki minareli kuş evi, taş işçiliğinin çok değerli örneklerinden biridir.
Yapının mimarisinde geleneksel plana bağlı kalınsa da, bezemede Rokoko etkileri de görülür. Kütlesel sütun başlıklarının kullanıldığı son cemaat yerinde, istalaktitli iki mihrap ile taş konsol üzerine oturtulmuş mermer şebeke korkuluklu bir “mükebbire” yer almaktadır. Caminin cümle kapısı, mermer mihrap ve minberi, taş oyma sanatının en güzel örneklerindendir. Mihrabın iki yanı yeşil zemin üzerine koyu mavi göbekli çinilerle bezenmiştir. Yapıdaki yazılar, Hezarfen Mehmet Efendi’nin eseridir. Cami 1940 yılında büyük tamir görmüştür.
Avlu duvarında aralıklarla iki valide sultan çeşmesi yer alır; sebilin bitişiğindeki Emetullah Valide Sultan Çeşmesi ile bedestene açılan kapı yanındaki 1780 tarihli Sineperver Valide Sultan Çeşmesi.
1713 tarihli, sekizgen planlı türbe, madeni çerçeve içine alınmış bir kubbe ile örtülüdür. Kubbenin eteğinde sülüs yazı ile dualar yazılıdır. Baş ve ayak ucundaki gösterişli mezar taşları istiridye kabuğu şeklinde ve çiçek desenli kabartmalarla bezenmiştir. Türbe ile çarşı kapısı arasında, camiin haziresi yer almaktadır. Bunun sağ tarafında ise muvakkithane binası vardır. Üç yüzlü ve üç pencereli küçük yapının ahşap çatısı kiremit örtülüdür.
Sıbyan mektebi camiinin kuzeyinde, Balaban Ağa Caddesi’ne açılan kemerli kapının üstünde olup girişi avludandır. Kurşun kaplı ve biri daha basık olan iki tonozla örtülü olan mektebe, dik bir taş merdivenle çıkılmaktadır. Binanın alt katı kesmetaştan, ikinci katı ise tuğla ve kesme taştandır. Çatı saçaklarında kirpi saçak modeli uygulanmıştır.
Külliyenin bir unsuru olan sebil tamamen mermerden yapılmıştır. Beş yüzlü ve altı sütunludur. Sütun başlıkları stalaktikli olup kaş kemerle bağlanmaktadır. Her yüzüne pirinç şebekeli beş pencere açılmıştır. Saçak altında sebili dolanan ve her yüzde ikişer mısradan oluşan on mısralı, şair ve tarihçi Naimanın talik ile yazılmış kitabesi bulunmaktadır.
Külliyenin 1.5 yıl süren restorasyon çalışmaları 2015 de tamamlanmıştır.
Kaynakça:
istanbuldakicamiler.com
istanbul.net.tr
Leave a Reply