degisti.com

zamanla her şey değişir…

Kadıköy

Kadıköy

 Kadıköy, İstanbul’un Anadolu yakasında, Boğaz’ın(http://www.degisti.com/index.php/archives/511) Marmara’ya açılmaya başladığı kıyılarda yer alır. Doğuda Ataşehir ve Maltepe, kuzeyde Üsküdar(http://www.degisti.com/index.php/archives/1085), güneyde ise Marmara Denizi ile çevrelenmiştir.

Kadıköy ilçesi sınırları içinde Göztepe gibi önemli yükseltiler(235 m.) olmasına karşın, yerleşime Kayışdağı ve Çamlıca eteklerinden Marmara Denizi’ne doğru uzanan, hafif dalgalı düzlükler ve taşlı eğimler hakimdir. Fikirtepe, Acıbadem Altıyol, Küçük Moda ve Koşuyolu Kadıköy bölgesinin diğer önemli tepe noktalarıdır.

Kadıköy’ün, Haydarpaşa ve Kalamış(http://www.degisti.com/index.php/archives/2685) koyları ile Moda(http://www.degisti.com/index.php/archives/9450) ve Fenerbahçe burunlarının(http://www.degisti.com/index.php/archives/4249) yer aldığı hareketli bir kıyı çizgisi vardır. İlçenin başlıca akarsuları Kuşdili Deresi (Kurbağalıdere), Çamaşırcı Deresi (Bostancı Deresi), Turşucu Deresi ve Seyit Ahmet Deresi’dir.

Rivayete göre, M.Ö 650’li yıllarda, yaşamak için kendilerine yeni topraklar arayan bir kavim, nihayetinde Sarayburnu’na gelir.Kavimin başındaki kişi, Sarayburnu’ndan etrafına bakınca karşının güzelliğine şaşırır. Böyle yaşamaya elverişli güzel yerlerin boş bırakıldığını görünce de, buradaki insanların kör olması gerektiğini düşünür, buraya Kalkedon yani “Körler Ülkesi ” der ve Sarayburnu’na yerleşir. M.Ö 608’le 600 yılları arasında, Sarayburnu’nda kendi adını verdiği Bizans şehrini kurar.

Diğer taraftan, Anadolu’nun Ege Denizi kıyılarından gelen ve Yunanistan’a inen Akaların bir kolu, M.Ö 675 yıllarında Fikirtepe ve Moda’daki iki Fenike kentini almış, bugün Bahariye, Mühürdar, Moda semtlerinin bulunduğu yerlere yerleşmişlerdir. Kısa süre içinde İzmit’e kadar olan bölgeyi el geçiren bu topluluk, Kalkedonya Devleti’ni kurmuş; başkenti de Kalkedon (Kadıköy)yapmıştır.

Kalkedon M.Ö. VI.yüzyılı Pers egemenliğinde geçirir. Pers Kralı Darius İskitlilerle savaşa giderken Kalkedonya’yı da alır. Bunun üzerine Kalkedonyalılar, Bizanslılarla birlikte Darius’a karşı savaşırlar. Darius, Kalkedonyalıları ezip geçer. Bunun üzerine Kalkedonyalılar önce İyonlarla, sonra Bizanslılarla birleşip yeniden savaşa tutuştular. Sonuçta Kalkedon Perslerin eline geçer. Daha sonra Makedonya Kralı İskender, Persleri yenip Pers kentleriyle birlikte Kalkedonya’yı da alır. M.Ö 281’de Bitinyalılar, Marmara kıyılarındaki kentlerin çoğu ile beraber Kalkedonya’yı da ele geçirirler. Kısa bir süre özgür kalan Kalkedonya, çok geçmeden Romalıların yönetimine girer.

Kalkedonya 561 ve 667 yıllarında Arapların saldırısına uğrar. 781 yılında,  Abbasi Devleti Halifesi Harun Reşit’in komutanlarından Malatyalı Battal Gazi, Kalkedonya’yı alır ve bu tarihten sonra da Kalkedon’un adı Gaziköy olur.1080 yılında,Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Kalkedonya’yı Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlar. Bir süre sonra Kalkedonya son kez Bizanslıların eline geçer. 1204’de IV.Haçlı orduları Kalkedon’u İstanbul’la birlikte işgal edip,yakıp yıkıp, yağmalarlar.

 

1353’de Orhan Bey zamanında, Kalkedon Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılır. Fatih Sultan Mehmet 1453’de İstanbul’u aldığı zaman Kalkedon’un yönetimini İstanbul Kadısı Hızır Bey Çelebi’ye verir. Bu tarihten sonra da yerleşim Kadı-köyü adını alır. Osmanlı döneminde Kadıköy çevresi, Roma ve Bizans döneminde olduğu gibi, üst düzey yöneticilerinin rağbet ettiği gözde bir sayfiye ve mesire yeridir. Bunun yanında önemli bir tarımsal üretim alanı olmaya da devam eder. Haydarpaşa, Kuşdili Deresi (Kurbağalıdere), Çamlıca yamaçlarına doğru Acıbadem ve Koşuyolu ile Fenerbahçe, önde gelen çayır ve mesire alanlarıdır ve Bostancı’ya kadar uzanan geniş saha içinde yer yer sultan ve üst düzey yöneticilere ait köşk, sahilsaray ve bahçeler ile daha iç kısımlarda köyler yer almaktadır.

Kanuni’nin Fenerbahçe’deki sahilsarayı ve bahçesi de yörenin yöneticiler arasındaki cazibesini gösteren bir örnektir ki, II. Bayezid döneminde (1481-1512) yaptırılan bu saray Tezkiretü’l- Bünyan’a göre Mimar Sinan tarafından esaslı bir onarım görmüştür.  16. yüzyılın sonlarında III. Murat (1574-1595) tarafından, yöre nüfusunun arttırılması yönünde girişimlerde bulunulur.

18. yüzyıl, özellikle Lale Devri boyunca, Kadıköy çevresinin mesire yeri olarak öneminin arttığı bir dönem olur. 19. yüzyılın başlarında Kadıköy İskelesi ve çarşı çevresindeki mahalle büyüklüğünü korumaktadır. Selimiye Kışlası ( http://www.degisti.com/index.php/archives/5843 ) ve Haydarpaşa Askeri Hastanesi gibi önemli yapıların inşaasıyla yerleşimde asıl gelişmeler başlar. Kadıköy, 1869 yılında o zamanlar daha büyük ve önemli bir merkez olan Üsküdar Sancağı’na bağlanmıştır.

Bu gelişmeleri takip eden diğer iki önemli olgu da; şehir içi vapur işletmeciliğinin ve Haydarpaşa-İzmit demiryolunun faaliyete geçmesidir. Birinci Dünya savaşı sıralarında Moda’nın(http://www.degisti.com/index.php/archives/9450) tamamen dolması ile devam eden gelişme, Kalamış(http://www.degisti.com/index.php/archives/2685), Fener, Kızıltoprak, Erenköy mahallelerinin oluşmasıyla ve Suadiye ve Bostancı’da yazlık köşkler yapılmaya devam etmiştir.

Cumhuriyet Dönemi İstanbul ve Kadıköy, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde 6 Ekim 1923’te düşman işgalinden kurtarılmıştır. Uzun süre Üsküdar’a bağlı olan Kadıköy, 23 Mart 1930’da ilçe olur. Bu tarihte Kadıköy’ün Kızıltoprak ve Erenköy olmak üzere iki bucağı vardır.Cumhuriyet’le birlikte Kadıköy, bazı modern kentsel hizmetlerden de yararlanma imkanına kavuşmuştur. Bunlar 1928’de gelen elektrik ile Üsküdar-Kısıklı arasında 1929’da ilk seferlerine başlayan tramvaydır. Sonraki yıllarda bölgeleme imar planının uygulanmasıyla, Kızıltoprak-Bostancı arasında nüfus, 10 yılda iki buçuk kat artmıştır.

kadikoy-1950

1950’lerden itibaren Kadıköy, yıldan yıla büyük gelişmeler göstermiş, nüfusu artmıştır. Artan nüfus, merkezden yazlıklara doğru yayılmaya başlar. Böylece 1960’ların sonlarından itibaren Erenköy, Caddebostan Fenerbahçe, Göztepe, Suadiye ve Bostancı gibi semtler, yazlık niteliğini yitirip, kentleşir. 1950’lerde, iki yanında sanayi tesislerinin kurulmaya başladığı Ankara Asfaltı’nın  çevresinde gecekondu mahalleleri oluşur. Kurtköy_Pendik_kartal yöresinin sanayi alanı olarak belirlenmesi, ülkenin çeşitli kesimlerinden İstanbul’a göç edenler için Kadıköy ile çevresini cazip bir yerleşme yeri durumuna getirir. 1965’de Kat Mülkiyeti Kanunu’nun çıkarılması, 1972’de de imar planının yapılması bu kesimde yoğun bir apartmanlaşma faaliyetine yol açar. Bağdat Caddesi ve demiryolunun iki tarafındaki köşk ve villaların yemyeşil birer park görünümündeki bahçeleri, parselasyona uğrayarak apartman arsalarına dönüştürülür.

1973’de Boğaziçi Köprüsü’nün (http://www.degisti.com/index.php/archives/4219) açılması, kentin iki yakası arasındaki ilişkiyi güçlendirerek, nüfus dengesinde Kadıköy’ün ağırlık kazanmasına yol açtı. İstanbul Belediyesi’ne bağlı bir şube olan Kadıköy Belediyesi, 1984’de yapılan bir düzenlemeyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bir ilçe belediyesi durumuna getirildi. 1984’den sonra Kadıköy-Pendik arasına sahilyolu açılmasıyla kıyı kesimindeki son boş alanlarında tükendi.Buna karşın,ilçenin kuzeyindeki Küçükbakkalköy 1980’lere kadar kırsal nüfus yapısını korudu.1990’lı yıllardan itibaren, ilçenin E_5 Karayolu’nun kuzeyindeki alanlarında inşaa edilen Ataşehir blokları zamanla genişleyerek çevresindeki yapılaşmayı da kapsayan bir bölgenin adı oldu. 2009’da E_5 Karayolu’nun kuzeyindeki 7 mahalle Ataşehir adını alarak Kadıköy’den ayrıldı.

Kadıköy ilçesi konumu itibariyle ülke ve kent ulaşımı açısından da büyük önem arz eder. Anadolu’daki çeşitli merkezleri İstanbul’a, kent içindeki çeşitli semtleri de birbirine bağlayan bazı ana ulaşım yolları Kadıköy İlçesi’nden geçer. Bunlardan en önemlisi eskiden Ankara Asfaltı ve E-5 adlarıyla anılan D_100 Karayolu’dur.

kadikoy

Anadolu’nun çeşitli merkezlerini İstanbul’a bağlayan demiryolu hattının ilk istasyonu olan Haydarpaşa Garı da(http://www.degisti.com/index.php/archives/1046), Kadıköy İlçesi sınırları içindedir. Bu istasyon kentin Anadolu yakasında yapılan banliyö treni ulaşımı açısından da önemlidir.

kadikoy_sehremaneti_eski

Deniz ulaşımı açısından da İstanbullular için bir vazgeçilmez bir merkezdir; Kadıköy. İlçedeki vapur iskeleleri Haydarpaşa, Kadıköy ve Bostancı’dadır. Ayrıca Kadıköy ve Bostancı’daki deniz otobüsü iskelelerinden, İstanbul’un çeşitli kıyı semtlerine düzenli seferler yapılır. Kalamış Koyu’nda da büyük bir yat limanı vardır. 2003 yılında Kadıköy-Moda hattı nostaljik tramvay adıyla yeniden hizmete girmiştir.

kadikoy_haldun_taner_sahnesi_eski

kadikoy_ocak2013

 kad?köy

kadikoy_kartal_metrosu_sonrasi_meydan_düzenlemesi_calismalari_2012

kad?koy carsi 2012

kadikoy_iskelesi_kasim_2014

kadikoy_aralik_2014

 

Linkler:

http://tr.wikipedia.org

http://www.kadikoy.bel.tr

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

10 comments

Gulin Motan

31 Senedir ABD de yasiyorum. Eski bir Kadikoy’lu olarak (1960-67 arasi Rihtim Caddesi, 1967-72 Erenkoy, 1972-80 Altiyol’da oturduk) memlekete geldigimde ilk ziyaret ettigim yer Kadikoy carsisi. Cok degisti ama gene de carsimiz cok guzel. Hemen balik, yesil salata malzemeleri alip ev gidip kendime ziyafet cekiyorum. Tabii bir de buz gibi raki!! 🙂

Siteniz cok guzel, eski gunleri andim. Moda, Kalamis, Bagdat caddesi.. ahhhh…

    ben bilirim

    Kabataş Erkek Lisesi’ni 1965 yılında bitirdim.Aynı yıl
    İ.Ü.Orman Fakültesi’ne girdim.Fakülte’nin ilk yılı değişik
    branşların ortak eğitim yılıydı ve Bayezit’te İstanbul
    Üniversitesi’nde yapılıyordu.

    Ben bugün Fakülte’ye
    dönüştürülen Haydarpaşa Lisesi’nde etüd ağabeyi(belletici)
    olarak 1965-1966 öğretim yılında çalıştım.Yatılı okuyanlar
    bilirler.Öğrenciler normal eğitim saatleri dışında etüd
    saatlerinde belleticiler gözetiminde çalışırlar.Soru
    sorabilirler.Bizler de bir çeşit yatılı öğrenci gibiydik.Tek
    farkımız üniversiteye gidişimizdi.

    Aceleyle kahvaltı yapıp o
    zamanlar henüz kaldırılmamış olan Üsküdar-Kadıköy
    tramvayıyla Kadıköy’e gider ve vapurla Karaköy’e geçerdik.Vapurda
    mutlaka seyyar satıcılar reklam ve satış yapmaya
    çalışırlardı.Karaköy iskelesinde 75 kuruşa balık ekmek
    satıldığını hatırlıyorum.

    Kadıköy’le ilgili anılarımdan,
    önce 1965 yılına ilişkin ilginç bir olayı anlatmak isterim.O
    zamanlar ‘Şahane Kadın’ olarak bilinen ve artık hayatta olmayan
    Sevim Çağlayan adlı bir şarkıcı vardı.Henüz TRT televizyonu
    bile yoktu.Birgün Kadıköy-Altıyol’da bir yerli film gösterisi
    öncesi Sevim Hanım’ın küçük de olsa bir konseri olduğunu
    farkettim.Kendisini gazinoda izleyemeyeceğimize göre fırsatı
    kaçırmamak gerekti.Filmin başrolünde Yılmaz Gündüz
    vardı.Kendisi milli basketbolcü ve sinema oyuncusu ve
    yönetmeniydi.Şimdi anlıyorum ki Sevim Çağlayan aslında
    kocasının başrolde oynadığı film nedeniyle gelmişti.İnternette
    araştırdım.İzlediğimiz film yanılmıyorsam polisiye karakterinde
    ‘Dokuz Canlı Adam’ filmiydi.Filmden aklımdan fazla birşey kalmadı
    ama Sevim Çağlayan’dan adına yakışır bir konser izledik.Salonun
    tıkabasa dolu olduğunu söylememe gerek yok herhalde.

    Benzer bir
    renkli anım Ozan ve Kenan Doğulu’nun babası gitarist Yurdaer
    Doğulu ile ilgili..Mekan bu kez açık hava ya da yazlık
    sinema.Kadıköy-Üsküdar arasında Selimiye’ye yakın bir yer
    olmalı.Sandalyeler,bolca gürültü ve yiyip içme özgürlüğü
    dikkat çekiciydi.Orada da yine bir film öncesi Yurdaer Doğulu
    orkestrası’nı solistleri Birsen Armağan eşliğinde izleme şansım
    oldu.Dramatik biçimde erken kaybettik Birsen hanımı.Yurdaer Doğulu
    ise çok sayıda enstrümanı çalabilen bir yetenekti.Müthiş bir
    gitaristti.Ne yazık ki onu da erken kaybettik.

    Tarih bilincim gelişince ve emekli olduktan sonra İstanbul’u
    keşfetmenin keyfini yaşamaya başladım.En çok yararlandığım
    rehber Murat Belge’nin kendi yayınevi olan İletişim Yayınları’nda
    çıkardığı ‘İstanbul Gezi Rehberi’ olmuştur.

    degisti.com
    sitesinin değerli üyeleri ve okurlarına son olarak Dondurmacı Ali
    Usta ve Sarıca Köşkü ile ilgili yakın geçmişte yaşadığım
    bir olayın anısını anlatacağım.Bir yaz günü ve ışıltılı
    bir sabah güneşi altında önce halen sosyal tesis olan eski Moda
    İskelesi’nde-ki mimar Vedat TEK’in eseridir-anıların eşliğinde
    denizi seyrederek dinlendim.Çay içtim.Bitişikteki Moda Deniz
    Kulübünün şaşaalı günlerinde konserler verilir ve önemli bir
    izleyici grubu da gerektiğinde eşlik ederek kayıklarda konser
    izlermiş.O gün yürüyerek gezerken caddede Dondurmacı Ali Usta
    tabelasını gördüm.İçersi ve dışarısı kalabalıktı.Aslında
    dondurma almaya niyetim yoktu.Tam karşıdaki köşkü merak
    etmiştim.Gerek içerideki çalışanlardan ve gerekse dışarıda
    oturup dondurma yiyenlerden hiç kimse köşkün adını da
    söyleyemedi ve bilgi de veremedi.Elbette Piyanist Ayşegül
    Sarıca’dan da bahseden olmadı.Şaşırmadım.Bilseler herhalde daha
    çok şaşırırdım.Bu vesileyle gerçek bir ozan olan ‘7 den 77’ye
    herkesin gönlünde taht kuran Barış Manço’yu sevgiyle,saygıyla ve
    özlemle anıyorum.

    Bu siteyi kurup çok önemli bir eksikliği
    giderdikleri için Sn.Filiz ve N.Çiğdem GÜNDÜZ kardeşlere çok
    teşekkür ediyorum.Üye ve okurlara da selam ve saygılar sunuyorum.

    İsmail ÖZKAHRAMAN

Tuncay Satır

Kadıköy sadece çarşı,Moda ,Kalamış,Kurbağalıdere ve Fenerbahçesi’nden mi ibaret nerede Caddebostan,Acıbadem,Yeldeğirmeni,Kızıltoprak.Suadiye ve Şaşkınbakkal v.s.

Admin

Merhaba Tuncay Bey,

“Genel Olarak İstanbul’un Değişen Yüzü” kategorimizde amacımız, İstanbul’un tarihi ilçelerini ve bu ilçelerin öne çıkmış semtlerini dünden bugüne anlatmak. Her ilçeyi ya da her semti anlatmak değil; misyonumuz.

Sitemize gelen bazı kullanıcılarımız Beylikdüzü,Kurtköy gibi yerleşimleri de arıyorlar. Bu yerleşimler belki 2200 yılında sitemizde yer alabilir…

Bunun yanında sitemizin teması dünden bugüne değişimi fotoğraflarla yansıtmak olduğu için bazı tarihi semtleri bile elimizde eski fotoğrafları olmadığı için yayımlayamıyoruz.

Bilgilerinize…

neco

kadıköy sadece iskele değildi yeldeğirmeni bir barış ve kardeşlik merkezi idi.yahudisi rumu ermenisi hep beraber yaşayıp ezan seslerine can seslerinin karıştığı bir ortamda büyüdük ilk okul orhangazi,orta okul yeldeğirmeni lise haydarpaşa 8.15 vapurunda yaşanırdı aşklar ayrılırdı insanlar ayrılık ceşmesinde. flimler cevrilirdi cayırda. çok artist cıktı. havramız kliselerimiz camilerimiz vaedı yanyana.kenan bey dr. bitran ,paşa baba ,suzan hanıma , mois,sara,estella ,eli niyago
rekora koştu kimler geldi kimler gecti kırk kahve sokagında otururdu yani

kerem saltok

Bir Kadıköy/Bahariyeli olarak ne çok anım var sade benim mi dedem Dr.
İsmail İbrahim bey,Recaizade sokakta otururlarmış,bir gün babam rıhtımda
muzurluk yaparken 5/6 yaşlarında kayalardan denize düşmüş,büyük ağabeyi
kolundan tutup çıkartmış..Haydarpaşanın infilakını anlatırdı rahmetli
peder hatırladığı kadarı ile hayal meyal……..
Ben Bahariyede doğup büyüdüm,komşularımızın bir çoğu Rum,Ermeni idi ilk
arkadaşım Andrea,karşı komşumuz madam Eleni hepsi öbür alemde ruhları şad olsun…ne renkli bir toplumdu,Türkü,Rumu,Ermenisi,Bulgarı ve unuttuklarımız ile….bir mandramız bile vardı,28.inci (Moda ilk okulu)
ilk okulun yanında,sahibesi Ayşe hn.dan her gün süt almak benim işimdi
Bahariye meydaninda şimdi tekel bayii olar yerdeki bakkalımız Mehmet ef.
Moda Caddesinde…Argironun sütçü dükkanı,Yorgonun fırını,meyhaneci Aleko,eskici Taki,Stasulinin pastahanesi,ilk baton saleyi orada görmüş
tüm…Annemin amcası sevgili,Dz.Kd.Bnb. İsmail Katlan,ve eşi Nazife yengem,(İsmail bey,sessiz bir İstiklal savaşı kahramanı idi,Hamidiye zırhlısında
Rauf Orbayla çalışmış,Muavenet-i Milliye ile Karadenizde batmış,İstiklal
savaşında önce Anadoluya silah kaçırmış.Sonra ordumuza uçak monte etmiş ,2.harpte Modada Alman radarı yakalamış,Caferağa mah.muhtarlığı yapmış,isimsiz,ortaya çıkmamış bir kahramandı,aslında Kadiöy,Moda,Baha
riye,Yeldeğirmeni ile anlatacak ne çok şey var ve hala hafızam yerinde
iken…sonrası belki bir başka zaman…

oksan okandan

HATIRALARIM ILK OKULDA BASLIYOR. BAHARIYE ILK OKULUNA GITTIM .Su anda kaymakamlik olan bina- sabahlari oglen yemegine eve gelir sonra giderdim. Tahta uzeri sari kugu kuslu cantam vardi. Bahsettigim sokak tevfikbey sokak. 3 no lu ev. Su anda halen durmakta eski eser olarak. cocuklugumda Nazim Hikmet yan komsumuzdu, memet`i annesi bakkala giderken kapinin onunde arabanin icinde Birakir. ben yaninda beklerdim . Kapimizda devamli polis jipi dururdu . Bu yuzden kapimiz hic kapanmazdi.zaten hirsizlikta yoktu, Dilenci gelince allah rizasi icin bir dilim ekmek diye kapiyi calar dilenirdi. Copcu haftada bir gelir at arabasi ile. yanyana iki tahta kutusu olurdu kapagi acar atardi. Yogurtcumuz vardi. Iki bakkalimiz vardi. Sokak arnavut kaldirimi idi. ileri sokagin basina dogru iki ceviz agaci vardi. Sonra kesildi. sokagimizda bir cok meshur aile otururdu. kAR oglesine yagardiki her sabah abilerim merdivenleri temizlerlerdi. DAHA DA NICE ANILAR.keske herkes yazsa. Siteyi hazirlanyalara tesekkurler…

kerem saltok

Yine aklıma gelen birşeyleri çızıktrayım dedim,
Kadiköy vapur iskelesi (tabii eski iskeleden bahsediyorum)bütün ulaşımın merkezi idi,tramvay durakları iskeleden çıkınca hemen solunuzda kalırdı…ilk şehir içi otobüsler 2 tane idi dışı kırmızı içleri yeşil burunsuz abd.malı ama
markalarını hatırlayamıyorum sene 1948/49,o iki otobüs karşılıklı olarak Bostancıya kadar gider gelirlerdi…tramvay duraklarının yine sol tarafında bir benzinci vardı,galiba türk petrol
o benzin istasyonunun dibindende İzmite giden
“Varan” otobusleri genelde balta burun “Mercedes” galiba bir iki tanede “Steyr”.
İskelenin sağ tarafında ise arkasını denize vermiş,”Emek” otobüsleri bunlar kamyon kasasından yapılmış,benzin motorlu “Dodge ve “Chevrolet” marka,Kartal ve Yakacığa giderdi
o zaman direk “Pendik”e otobüs yoktu…sonra iki
tane “M.A.N.”burunsuz motorları şöförün yanında
otobüs getirdi birisi “Radyolu bizim arabalar”
duraklara gldiğinde şöför radyoyu açardı ancak
radyonun sesi motor sesine karışır pekde duyulmazdı…sonra ilk “minibüs”ler tepesinde döner havalandırması ile “VW”ler………
Vapur iskelesinden ileri dogru yürüdüğünüzde “So
coni Vakum” yani “Mobil” benzin istasyonu ve önünde,medar-ı iftiharımız meşhur boğa heykeli,
şimdilerde Altıyolda gezmeye çıkmış….Sağ tarafta o zamanki belediye ve Kadıköy merkez karakolu…biraz ilerleyince sonradan elektrik binası olan iki katlı bina ve yanında “Yafes”in mağazası,orası sonradan “Şişe camın satış mağaza
sı”oldu…..karşısında o zamanki maliye binası………caddeyi geçince karşınıza gelen “Fedon”isimli bir Rum vatandaşın (pekde suratsızdı) ilk beyaz eşya mağazalarından biri
6/7 eylül olaylarında iyi benzettilerdi….Muvak
kithane caddesine girince solda “Su,Gaz,El”mağa
zası,sahibi “Nuri Torunoğlu”,kızı Ayşen,Şifa so
kağını anlatırken birkaç satır yazmış,benimde
arkadaşımdı….sağda “A.M.Hacı Bekir mağazası”
biraz ileride Kadiköy’ün ilk pastahanelerinden
Kars pastahanesi,ilk defa oradan “Ponçik”almış
lardı bana….kilise meydanına gelince solda
Kadıköy’ün meşhur İngiliz kooperatifi,karşı köşe
sinde “Feridun beyin mağazası”ve karşınızda “Özgül”Philips bayii….bugünlük bu kadar umalım ki bir daha sefere yazabileyim….

CEYHUN YILDIRIM

1966 Kadikoy dogumluyum 23 yasina kadar kadikoy yeldegirmeninde yasadim…1990 Dan beri isvicrede yasiyorum…Fakat her ay bir hafta sonu arkdaslarla carsi ici hamsi barda bir yemek icin hic usenmeden kadikoye geliyorum …Her dokusuyla her sokagiyla bir baska kadikoyumuz…Belkide istanbul da en az bozulan semtlerden birisi

Osman Sabahattin Ayyüce

1938 yılından 1973 yılının 9 Ağustos gününe kadar Göztepe, Caddebostan ve Suadiyede yaşadım. 1973 yılının 11 Ağustos gününden beri de Avustralyada yaşamaktayım. Ana vatanımı elbette ki çok özlüyorum fakat Kadıköyümün özlemi bambaşka.Herşeyi ile benim cennetimdi. Hiçbir yeri gözlerimin önünden gitmiyor.Bu resimler beni çok duygulndırdı. Gelebilmeme de sağlık durumum sebebiyle imkan yok. Galiba bu resimlerle hasret gidermeye çalışacağım. Kadıköye ve bütün Kadıköylülere uçaklar dolusu selamlar ve sevgiler gönderiyorum.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir