Bodrum Camii – Bodrum Mesih Paşa Camii – Mireloin Kilisesi
Bodrum Camii – Bodrum Mesih Paşa Camii veya eski adıyla Mireloin Kilisesi , Laleli’de Mesih Paşa Mahallesi’nde, Sait Efendi Sokağı’nda yer alır. Doğu Roma döneminden kalma dini bir yapıdır.
I. Romanos Lekapenos (920-944) ,VIII. yüzyılda, burada var olan bir kilisenin yıkıntısı üzerine yaptırdığı özel sarayını, daha sonra bir manastıra dönüştürerek, yapıya Myralion adını vermiştir. İmparator bu manastırın altında, aile mezarı olarak kullanılacak bir bodrum yaptırmıştır. 922’de ölen karısı Theodora, 932’de ölen büyük oğlu Kristoforos, 948‘de sürgünde ölünce, vasiyeti gereği kendisi ve son olarak 961’de kızı Helena bu aile mezarlığına gömülmüşlerdir. II. Romanos (959-963) kız kardeşi Anna’yı bu manastıra kapattırmış, prenses burada rahibe olarak ömrünü tamamlamıştır. I. İsaakios Komnenos (1057-1059) tahttan indirilince, karısı Katerina ve kızı Maria da bu manastıra rahibe olarak girmişlerdir.
Orta Bizans dönemine ait bu manastırdan günümüze sadece bir duvar parçası gelebilmiş, kilise ise II. Beyazıt (1481-1512)’ ın sadrazamı Mesih Paşa tarafından camiye çevrilmiştir. Hadika’nın bildirdiğine göre, altında bodrumu bulunduğu için yapı bu adı almıştır. Kilise,9.yüzyıldan itibaren Bizans mimarisinde yaygın olarak kullanılan dört destekli, kapalı Yunan haçı planında inşaa edilmiştir.
Dış duvarları, taş ve tuğla karışımı örülmüş olan kilisenin ana mekanı, dört payenin taşıdığı, yüksek ve pencereli bir kasnağı olan kubbeyle örtülmüştür. Bu payelerin yerlerinde daha önce mermer sütunların olduğu ve bu sütunların geçirilen bir yangın sonunda yok olduğu düşünülmektedir. Ortadaki kubbeyi, dört taraftan dört beşik tonoz desteklemektedir. Yapının üç bölümlü narteksinden naosa geçilir. Doğu yönünde içten yarım yuvarlak, dıştan üç cepheli bir apsis ile apsisin iki yanında yonca planlı pastoforion hücreleri bulunur. Yapının duvarları, yarım yuvarlak payandalarla desteklenmiş; bu payandalarla aynı zamanda dış mimaride bir hareketlilik sağlanmıştır. Özgün halini koruyabilmiş olan kubbenin, kademeli kemerler içinde açılan pencereleri, dalgalı bir üst silme ile belirtilmiştir.
Eski fotoğraflarda, yapının ahşap çatılı bir son cemaat yeri olduğu görülür. Caminin sağında yükselen minare, tamamen taştan olup, şerefe çıkmasının sade olması, minarenin bir kısmının özgün olmadığını göstermektedir. Yine eski fotoğraflardan, yapının etrafında daha önceleri bir avlu duvarının olduğu görülmektedir. Bugün bu avlu duvarından hiç iz kalmadığı gibi, etrafındaki çarpık yapılaşma sonucu cami, binaların arasında sıkışıp kalmıştır. Caminin yanında bir de su sarnıcı bulunmaktadır.
1782 yılındaki büyük yangında zarar gören Bodrum Camii, 1911 yangınında, iyice harap olmuş ve uzun yıllar kullanılmamıştır. Bir dönem kömür deposu, bir dönemse evsizlere barınak olan yapı, 1950’li yıllarda yarım kalan başarısız bir restorasyon geçirmiştir. 1965’den sonra C. L. Sriker tarafından caminin altındaki mahzen temizlemiş, 1986 da Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan restorasyon sonrası yapı tekrar cami olarak hizmete açılmıştır.
Leave a Reply