degisti.com

zamanla her şey değişir…

Sait Halim Paşa Yalısı – Aslanlı Yalı

Sait Halim Paşa Yalısı, Yeniköy’de(http://www.degisti.com/index.php/archives/1828), Köybaşı Caddesi üzerinde, Yeniköy vapur iskelesine 100 m uzaklıkta yer alır. Rıhtımındaki iki arslan heykelinden dolayı “Aslanlı Yalı” olarak da bilinen Sait Halim Paşa Yalısı, 19.yüzyılın son çeyreği inşaa edilmiştir. Mimarı Çanakkale’li mimar-kalfa Petraki Adamandidis’dir. Yapıda ampir ve eklektik üsluplar bir arada uygulanmıştır.

 Sait Halim Paşa, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu, Vezir Halim Paşa’nın da büyük oğludur. Lozan Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölümü’nü bitirdikten sonra paşalık unvanı ile devlet şurası üyeliğine getirilmiş, Sultan II. Abdülhamit zamanında Mısır ve Avrupa’ya giderek, jön Türk hareketlerinin önde gelen kişilerinden biri olmuştur. İttihat ve Terakki Fırkası’nda rol almış, genel sekreterlik görevini de üstlenmiştir. Meşrutiyet’in ilanından sonra Türkiye’ye dönerek, Ayan üyeliği, Devlet Şurası Başkanlığı, Hariciye Nazırlığı yapmış, 1913’de de Sadrazam olmuştur. Sadaret Makamından 3 Şubat 1917’de ayrılmasına rağmen Malta’ya sürülmüştür. Türkiye’ye dönmesine izin verilmemiş, Roma’da 1921’de bir Ermeni komitacısı tarafından öldürülmüştür. Mezarı İstanbul’da Mahmut Paşa Türbesi’ndedir. 

Read More

Haliç

Haliç, Çatalca yarımadasının güneydoğu ucunda, Boğaziçi girişinde, Tarihi Yarımada ve Beyoğlu platolarını birbirinden ayıran, tabii bir iç limandır. İstanbul’un Avrupa yakasını ikiye ayıran Haliç’e, etrafındaki bereketi topraklardan ve şeklinden dolayı “Altın Boynuz” ismi verilmiştir.

Haliç’i, Bizanslılar Chrysokeras, İngilizler Golden Horn, Fransızlar Gorne d’Or, Osmanlılar ise Halic-i Konstantiniye olarak adlandırmışlardır.

İstanbul Haliç’i, Kağıthane ve Alibey derelerinin birleşen ağzının, deniz istilasına uğramasıyla oluşmuştur. Haliç, sözü geçen iki akarsu kavşağından, Sarayburnu- Tophane arasına kadar, Kuzeybatı- Güneydoğu doğrultusunda 8 km. uzanır. En geniş yeri, Kasımpaşa-Cibali arasında 700 metreye varır. Derinliği, yukarı kesimde vapurların işlemesini güçleştirecek kadar azdır ve bu kesim derelerin getirdiği alüvyonlar yüzünden, hızla dolmaktadır. Aşağı kesimde ise derinlik, Unkapanı(Atatürk) köprüsü altında 40metre, Karaköy köprüsü altında da 60 metreyi bulur.

Read More

Ayasofya Müzesi

Ayasofya Müzesi, Sultanahmet Meydanı’nda(http://www.degisti.com/index.php/archives/852) yer alır. Doğu Roma İmparatorluğu döneminde İstanbul’da yapılmış olan en ünlü Bizans kilisesidir. Sultan Ahmet Camii’nin(http://www.degisti.com/index.php/archives/675) karşısında yükselen tarihi yapı,  inşaa edildiği ilk zamanlarda büyük kilise anlamına gelen “Megale Ekklesia”  ismiyle anılmış, bugünkü “Ayia Sofia” (kutsal bilgelik) ismini ise V. yüzyılın sonlarına doğru almıştır.

Ayasofya, mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği yönünden dünya mimarlık tarihinde tartışılmaz bir yere sahiptir. 916 yıl kilise, 481 yıl cami olan yapı, 1935`ten bu yana müze olarak tarihi işlevini sürdürmektedir.

Read More

Ayazma Camii

Ayazma Camii, Üsküdar’da(http://www.degisti.com/index.php/archives/1085), aynı adı taşıyan semtte, Kız Kulesi’ne(http://www.degisti.com/index.php/archives/587) hakim bir sırtta yer alır. Sultan III. Mustafa, amcaoğlu  I. Mahmut ‘un 1740’lı yıllarda, İran elçisinin ikametgahına tahsis ettiği Ayazma Sarayı’nın yerine, annesi Mihrişah Emine Sultan ve ağabeyi Süleyman adına bu camiyi yaptırmıştır.

1758′de temeli atılan yapı, Ocak 1761‘de ibadete açılmıştır. Kapısına sonradan takılan levhaya göre caminin mimarı Mehmet Tahir Ağa’dır. Bina emini ise Topkapı Sarayı’ndaki belgelere göre İshak Ağa‘dır.

Read More

Selimiye Kışlası

Selimiye Kışlası, Üsküdar ilçesinde(http://www.degisti.com/index.php/archives/1085), Harem sırtlarında yer alan ihtişamlı yapıdır.  III.Selim tarafından, Nizam-ı Cedid askerleri için 1794-1799 yılları arasında, kesme taş bir kaide üzerine, ahşap olarak inşaa ettirilmiştir.

Selimiye Kışlası’nın bulunduğu yerde, 1555’de Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan, daha sonraki padişahlar zamanında da onarılıp, genişletilen ve 1794’de yanan “Kavak Sarayı” denilen bir saray bulunuyordu. III.Selim zamanında bu sarayın yerine yaptırılan ilk kışla, kesme taş bir kaide üzerinde ahşap olarak inşaa edilmiştir. Kışla,1807’de yeniçeri ayaklanması sırasında yanınca, II.Mahmut tarafından, 1827-1829 tarihleri arasında mimar Krikor Balyan’a kagir olarak yeniden yaptırılmıştır.

Read More