Abut  Efendi Yalısı, Kandilli’de(http://www.degisti.com/index.php/archives/2507), Göksu Caddesi üzerinde yer alır.  Mimarı Garabet Balyan‘dır. 1835-1855 yılları arasında inşaa edilen yapının ilk sahibi, dönemin bankerlerinden  Altunizade Necip Bey’dir.

Necip Bey Dolmabahçe Sarayı’nın(http://www.degisti.com/index.php/archives/416) planından esinlenerek mimar Garabet Balyan’a bu yalıyı yaptırmıştır. Daha sonra yalıda 40 yıl boyunca Baron Vandeuvre ikamet etmiştir. Yalı 1900 yılında ipek tüccarı Mehmet Abut Efendi’nin mülkiyetine geçmiş, bu tarihten sonra da onun adıyla anılmaya başlamıştır. 1985′ de Salat yağlarının sahibi İsmail Özdoyuran’ın satın aldığı yalı,1985-1989 arasında kapsamlı bir onarım görmüştür.

Read More

Ahmet Afif Paşa Yalısı, İstinye –Yeniköy(http://www.degisti.com/index.php/archives/1828) yolu üzerinde yer alır. İlk sahibi Mustafa Reşit Paşa’nın kızı Ferendiz Hanım‘dır. Daha sonra yalıyı satın alan Levazım Reisi ve Birinci Ferik Ahmet Afif Paşa (1852-1920), yapıyı  yıktırıp, dönemin ünlü mimarı Alexandre Vallaury‘ye bugünkü yalıyı yaptırmıştır.

XX.yüzyıl başlarında eklektik üslupta inşaa edilen Ahmet Afif Paşa Yalısı, bir zemin, iki normal ve bir çatı katı olmak üzere toplam dört kattan müteşekkildir. 22 odası ve sofası vardır. Harem ve selamlığı aynı çatı altında bulunmaktadır. Plan düzeni ve cephe sistemi simetriktir. Esas girişler, sağ ve sol cephelerde düzenlenen üç kollu merdivenlerle sağlanmıştır. Deniz cephesindeki köşe odaların 45 derecelik küçük çıkmalar halinde denize doğru uzanmaları, ilginç bir mimari detaydır. Deniz cephesinin olağanüstü hareketli görünümüne karşın, diğer üç cephe oldukça yalın tutulmuştur. Vallaury, yan cephelerde dengeyi sağlayabilmek için  kara tarafına da iki kule eklemiş, çatı görünümü, bu kulelere eklenen aynı tarzdaki bacalarla zengin bir görünüme kavuşmuştur.

Read More

Polonya Sefareti -Eski Sarıyer Adliyesi, Yeniköy-Tarabya Caddesi üzerinde yer alır. XIX. yüzyıl başında inşaa edilen yapı, II.Dünya Savaşı’ndan önce Polonya Büyükelçiliği iken, savaş sonunda Polonya’nın Rusya’ya ilhakı ve kominist rejimin getirilmesi dolayısıyla bu fonksiyonunu yitirmiştir.

Yalının mülkiyeti daha sonra İlhan Özdemiroğlu’na geçer. İlhan Özdemiroğlu Polonya Büyükelçiliği’nden satın aldığı binayı Savoy Oteli yapılmak üzere kiraya verir. Sonrasında Adliye Bakanlığı’na kiralanan yapı, 1960 yılından itibaren Sarıyer Adliyesi’ne ev sahipliği yapar.

Toplam 5323m² arsa içinde 500m² alana sahip olan yalı, Neoklasik ve Ampir üsluplarda ahşap/bağdadi olarak inşaa edilmiştir. Yol genişletme çalışmaları sonunda yalı kimliğini kaybeden yapı, bir servis katı üzerine üç katlıdır. İki buçuk metre yüksekliğindeki, kagir servis katı üzerinde, ahşaptan altışar metre yüksekliğindeki diğer üç kat yükselir.

Read More

İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Gülhane’de, Alemdar Caddesi Osman Hamdi Bey Yokuşu Sokak’da yer alır. Osman Hamdi Bey’in isteği üzerine Çinili Köşk’ün(http://www.degisti.com/index.php/archives/4766) karşısına dönemin ünlü mimarı Alexandre Vallaury tarafından inşaa edilen ve Müze-i Hümayun olarak kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesi 13 Haziran 1891’de ziyarete açılmıştır.

Müzenin koleksiyonunda, Balkanlar’dan Afrika’ya, Anadolu ve Mezopotamya’dan Arap Yarımadası’na ve Afganistan’a kadar, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içinde yer alan medeniyetlere ait eserler bulunmaktadır. Müze üç ana birimden oluştuğu için İstanbul Arkeoloji Müzeleri olarak adlandırılmaktadır.

Arkeoloji Müzesi (ana bina)

Eski Şark Eserleri Müzesi

Çinili Köşk Müzesi

Read More

 Laleli’de Ordu Caddesi üzerinde yer alan Laleli Külliyesi, III.Mustafa tarafından yaptırılmıştır.1760-1764 yıllarında inşaa edilen  külliye,cami, imaret, çarşı, dükkanlar, helalar, çeşmeler, sebil, türbe, medrese,mumhane ve  bunlara sonradan ilave edilen  muvakkithaneden oluşmaktadır.

Külliye adını,yakınındaki Laleli Baba Türbesi veya Laleli Çeşmesi’nden almış olmalıdır.İnşaasına hassa baş mimarı Kara (Hacı) Ahmet Ağa tarafından başlanılan külliye, Mehmet Tahir Ağa tarafından tamamlanmıştır.

Read More

Beylerbeyi, İstanbul’un Anadolu yakasında bulunan, tarihi Bizans dönemine kadar uzanan Boğaz semtlerinden biridir. Kuzguncuk(http://www.degisti.com/index.php/archives/5771) ile Çengelköy(http://www.degisti.com/index.php/archives/4037) arasında yer alan semt günümüzdeki adını, III. Murat zamanında saraya yakınlığı ile tanınan, Maraş doğumlu Rumeli Beylerbeyi Mehmet Paşa’dan almıştır.

Read More

Üsküdar, İstanbul’un Anadolu yakasında yer alan ilçelerinden biridir. Kuzeyde Beykoz(http://www.degisti.com/index.php/archives/337), kuzeydoğuda  Ümraniye, doğuda Ataşehir,  güneyde Kadıköy(http://www.degisti.com/index.php/archives/524) ve batıda İstanbul Boğazı’yla(http://www.degisti.com/index.php/archives/511) çevrilidir. Üsküdar ilçesi, Marmara Denizi ile Boğaz sularının birleştiği yerde Kocaeli Yarımadası’nın ucunda, iki yakası tepelerden oluşan derin ve denize açık bir vadi içinde kurulmuştur.

Yüz ölçümü 36 kilometrekare olan Üsküdar, doğudan batıya doğru geniş sırtlar ve tepeler halinde hafif eğimlerle kıyıya yaklaşarak, İstanbul Boğazı’na iner. Sahil uzunluğu 12 km’dir. Kıyı şeridi genellikle dardır. İskelelerin bulunduğu, kamuya açık alan dışındaki kıyı şeridi, ya denize dik ya da özel yapılarla kapatılmış şekildedir.

Read More