Haliç, Çatalca yarımadasının güneydoğu ucunda, Boğaziçi girişinde, Tarihi Yarımada ve Beyoğlu platolarını birbirinden ayıran, tabii bir iç limandır. İstanbul’un Avrupa yakasını ikiye ayıran Haliç’e, etrafındaki bereketi topraklardan ve şeklinden dolayı “Altın Boynuz” ismi verilmiştir.
Haliç’i, Bizanslılar Chrysokeras, İngilizler Golden Horn, Fransızlar Gorne d’Or, Osmanlılar ise Halic-i Konstantiniye olarak adlandırmışlardır.
İstanbul Haliç’i, Kağıthane ve Alibey derelerinin birleşen ağzının, deniz istilasına uğramasıyla oluşmuştur. Haliç, sözü geçen iki akarsu kavşağından, Sarayburnu- Tophane arasına kadar, Kuzeybatı- Güneydoğu doğrultusunda 8 km. uzanır. En geniş yeri, Kasımpaşa-Cibali arasında 700 metreye varır. Derinliği, yukarı kesimde vapurların işlemesini güçleştirecek kadar azdır ve bu kesim derelerin getirdiği alüvyonlar yüzünden, hızla dolmaktadır. Aşağı kesimde ise derinlik, Unkapanı(Atatürk) köprüsü altında 40metre, Karaköy köprüsü altında da 60 metreyi bulur.
Read More