degisti.com

zamanla her şey değişir…

Category İSTANBUL’DAKİ TARİHİ YAPILARIN DÜNÜ VE BUGÜNÜ

Laleli Külliyesi

 Laleli’de Ordu Caddesi üzerinde yer alan Laleli Külliyesi, III.Mustafa tarafından yaptırılmıştır.1760-1764 yıllarında inşaa edilen  külliye,cami, imaret, çarşı, dükkanlar, helalar, çeşmeler, sebil, türbe, medrese,mumhane ve  bunlara sonradan ilave edilen  muvakkithaneden oluşmaktadır.

Külliye adını,yakınındaki Laleli Baba Türbesi veya Laleli Çeşmesi’nden almış olmalıdır.İnşaasına hassa baş mimarı Kara (Hacı) Ahmet Ağa tarafından başlanılan külliye, Mehmet Tahir Ağa tarafından tamamlanmıştır.

Read More

Haydarpaşa Garı

Kadıköy’de(http://www.degisti.com/index.php/archives/524) bulunan Haydarpaşa Garı, İstanbul-Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak inşaa edilen tren garıdır. İstanbul’un Anadolu’ya ve Orta Doğu’ya açılan ilk kapısı (garı) olan Haydarpaşa gar binası, TCDD’nin ana istasyonudur. II.Abdülhamit döneminde 30 Mayıs 1906 tarihinde yapımına başlanan gar, 19 Ağustos 1908 tarihinde hizmete girmiştir.

Binanın bulunduğu bölgeye, Selimiye Kışlası’nın(http://www.degisti.com/index.php/archives/5843) yapımında büyük emeği geçen III.Selim’in paşalarından Haydar Paşa’nın adı verilmiş ve bu yere yapılan gar da onun adıyla anılagelmiştir. Binanın inşaatı “Anadolu-Bağdat Şirketi” adlı bir Alman şirketi tarafından gerçekleştirilmiş, şirketin genel müdürünün teşebbüsüyle garın önüne bir de mendirek inşaa edilmiştir. Ayrıca Anadolu’dan gelecek ve Anadolu’ya gidecek olan vagonların, ticari eşyasını tahmil ve tahliye edebilecek tesisler ve silolar da yapılmıştır.

Read More

Tekfur Sarayı

 Edirnekapı(http://www.degisti.com/index.php/archives/2760) ile Haliç(http://www.degisti.com/index.php/archives/5934) arasındaki kara surlarına bitişik olarak inşaa edilmiş olan Tekfur Sarayı,Bizans’tan ayakta kalan tek sivil mimari örneğidir. Saray’ın kaç yılında ve kim tarafından yaptırıldığı  tam olarak bilinmemektedir. Fakat etrafındaki kalıntılarından anlaşılmaktadır ki, bugün Tekfur Sarayı dediğimiz yapı,müstakil bir saray değil daha büyük bir saray olan Blakernai Sarayı’nın kısımlarından biridir.

Tekfur Sarayı’nın, imparator VIII. Mihael Paleologos ‘un oğlu II. Anronikos Paleologos döneminde,13. yüzyılın sonu ile 14. yüzyılın başında yapıldığı düşünülmektedir. Yapı, ”Paleologos Sarayı” ve “‘Kontantinos Porfirogennetos’un Sarayı” olarak da  adlandırılmıştır. Aslında Ermenice bir sözcük olup,taç taşıyan anlamına gelen Tekfur kelimesi,Osmanlılar Bizans kalelerini almaya başladığında kale komutanına,daha sonra sınır kentleri alındığında, bölgenin yöneticisine  denirmiş.

Read More

Topkapı Sarayı

 Sultanahmet’de(http://www.degisti.com/index.php/archives/852), Cankurtaran Mahallesi’nde  yer alan Topkapı Sarayı, 400 yılı boyunca Osmanlı padişahlarına ev sahipliği yapmış ve aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun idare merkezi olarak kullanılmış olan saraydır. Fatih Sultan Mehmet tarafından 1460 -1478 yıllarında inşaa ettirilmiş olan saray, bir zamanlar bahçe ve köşklerle yaklaşık 700 bin m2 bir alana yayılmışken,  bugün müze olan bölümü  45.000m2  alanı kaplamaktadır.

Geçmişteki adı Saray-ı Cedid-i Amire olan saray, Topkapı ismini 19 yy.da, surlardaki bir kapıdan almıştır. Yüzyıllarca gelişen ve büyüyen Topkapı Sarayı’nın planının belirlenmesinde, Osmanlı devlet felsefesi ile Saray-tebaa ilişkilerinin etkisi büyüktür. İlk inşaa edildiği dönemde,  II. Murat’ın Tunca Nehri kenarında yaptırmış olduğu ve günümüze sadece kalıntıları ulaşan Edirne Sarayı’nın planından ve ihtişamından da esinlenilmiştir. Topkapı Sarayı’nın planı; çeşitli avlular ve bahçeler arasında devlet işlerine ayrılmış daireler, hükümdarın ikametgahı olan bina ve köşkler ile sarayda yaşayan görevlilere mahsus binalardan oluşmaktadır.

Read More

Kariye Müzesi

Kariye Müzesi, Edirnekapı’da(http://www.degisti.com/index.php/archives/2760) Avcıbey Mahallesi Kariye Türbesi Sokağı’nda yer alır. Bizans döneminde kilise, fetihden sonra ise cami olarak kullanılmıştır.

Bizans’ın en önemli manastır kiliselerinden biri olan yapı, İmparator I. Konstantinus şehir surlarını inşaa ettirdiğinde sur dışında kaldığı için Grekçe “açık arazi” ve “kent dışı” anlamına gelen “Khora” ismini almıştır. Fetihten sonra da, Osmanlıca’daki “Karye” yani kent dışı anlamına gelen kelime buraya uygun görülmüştür.

Binanın ilk yapılışının IV. üncü yy. ait olduğu iddia edilirse de, bu döneme ait bir buluntu günümüze gelmemiştir. Elimizdeki en erken arkeolojik bulgular VI. y.y. a aittir. Bu da ana apsis’in altındaki temel kalıntılarından anlaşılmaktadır. Günümüze gelmiş olan bina, Komnenoslar dönemine ait iki safha halindedir. Kilise, dört sütun tarafından taşınan küçük, kubbeli, kapalı Yunan haçı planlı bir yapı olup, Kurtarıcı İsa’ya (Soteros) adanmıştır.

Read More