degisti.com

zamanla her şey değişir…

Archives Ocak 2012

Yüksek Kaldırım Caddesi

Yüksek Kaldırım, Karaköy Caddesi ile Bankalar Caddesi’nin (http://www.degisti.com/index.php/archives/10356 ) kesiştiği noktadan başlayıp, Tünel( http://www.degisti.com/index.php/archives/1632 ) meydanına kadar çıkan ve bir zamanlar merdivenlerden ibaret olan caddedir.

Cenevizlilerin şehircilik anlayışında, denize dik inen birçok sokağa merdivenler döşenmiş, böylece yokuş hali yumuşatılmıştır. Yüksek Kaldırım’da, Cenevizliler dönemine ait olan bu sokaklardan biridir.

Kuledibi’ne kadar  aynı isimle çıkan Yüksekkaldırım, Serdar-ı Ekrem dönemecinden itibaren Galip Dede Caddesi ismini alır ve Tünel’e ulaşır. Cadde ayrıca ortasından geçtiği semte de adını vermiştir.

Read More

Tevfikiye Camii

 

Arnavutköy Akıntıburnu’nda sahil yolunun hemen üzerinde Boğaz’a komşu şirin bir cami yükselir. Arnavutköy Camii veya Akıntıburnu Camii gibi isimlerle de anılan bu cami, Sultan II.Mahmut tarafından oğlu Şehzade Tevfik adına yaptırılmış Tevfikiye Camii’dir aslında.

           Akıntıburnu’na hakim bir konumda olan caminin yapımına 1832 yılında başlanır, tamamlandığında tarihler 1838’i gösteriyordur. Mimarı bilinmez. 19.yy’da çileğiyle meşhur güzel bir köy olan Arnavutköy’de nüfusun çoğunluğunu Rum ve Museviler oluştururken Müslüman nüfusu yok denecek kadar azdı. Hal böyleyken caminin kışlada bulunan askerlerin ibadetlerini yerine getirebilmeleri için yapılmış olabileceği düşünülür.

 

Read More

Rus Büyükelçiliği Yazlık Sarayı

Rusya Büyükelçiliği Yazlık Sarayı, Sarıyer’de Meserburnu Caddesi üzerinde yer alır. Yapının inşaa tarihi tam olarak bilinmemekle beraber, 18.yüzyıl sonlarından itibaren seyahatnamelerde ve Bostancıbaşı defterlerinde adı geçmektedir. Yalı, günümüze kadar ulaşabilmiş en  erken tarihli elçilik binalarından biridir.

 18.y.y. sonlarında ve 19.y.y. başlarında, İstanbul’daki en güzel ve en ünlü bahçelerden birine sahip olan Rusya Büyükleçiliği Yazlık Binası,17.123m2’lik büyük bir ormanlık arazi içinde yer alır. Yalın çizgisi ve formlarıyla yapı,neoklasik üslubu yansıtmaktadır.

 İstanbul’da kaldığı 1784-1802 yılları arasında Boğaziçi’ni pek çok kez betimleyen Melling’in, gravürlerinden birinde Rus Elçiliği Yazlık Sarayı açıkça görülmektedir. Bu gravürde saray,denize dik konumda iki yan kanat ve bunları birleştiren bir orta bölümden müteşekkildir. Bugünkü sarayın orta bölümü, gravürdeki halinden farklıdır, ki bu da orta bölümün sonradan yapıldığına işaret eder.

Read More

Bebek Camii – Hümayun-u Abad Camii

Bebek Camii ya da asıl adıyla Hümayun-u Abad Camii, Bebek’de; Cevdet Paşa Caddesi üzerinde,Bebek Vapur İskelesi’nin hemen yanında bulunmaktadır. 1912 yılında Mimar Kemalettin tarafından,burada daha önceleri Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılmış olan bir caminin yerine inşaa edilmiştir.

1726’da Boğaziçi’nde, Sultan III. Ahmet’in ünlü Sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından, Bebek Köyü yazlık bir yerleşim yeri olarak düzenlenirken, Padişah için yapılan Hümayun-u Abad Kasrı yanına, bir de cami yaptırılır.

Bebek Camii hakkında Hadika’da şunlar yazar: “Fevkani bir camidir. Altında mektebi ve minaresinin altında çeşmesi vardır. Minareye çeşme haznesinden çıkılır. Çeşmenin üstünde 1138 tarihi vardır. Karşısındaki tek hamam (Bebek Hamamı) bu caminin vakfı olan yapılardandır. Cami-i Şerif’in yanında Hümayun-u Abad adında bir kasr vardır ki halk ağzında Bebek Köşkü denilir.”

Read More

Pera Müzesi

 

2005 yılı Haziran ayından itibaren İstanbullu sanatseverlerin hayatına giren Pera Müzesi, kısa zamanda benim de en sevdiğim mekanlardan biri haline dönüştü. Hemen her sergisini iple çektiğim müze, Beyoğlu Tepebaş’ında Meşrutiyet caddesi üzerinde yer alır.

             Kasımpaşa ve Haliç’e oldukça dik inen yamaçların üstünde bulunmasından dolayı Tepebaşı denilen semt, 1870 yılına kadar Müslüman mezarlıklarıyla kaplıymış. Bu tarihten sonra mezarlıklar yavaş yavaş kalkarken, Altıncı Daire-i Belediye’nin ilk başkanı Blacque Bey döneminde Tepebaşı’nın imarı da başlamış.

            Aralarında Pera Müzesi’nin eski binalarının da bulunduğu pek çok yapı, 19.yy. sonu 20.yy. başında inşa edilmiş olup, her biri o dönemde Avrupa kentlerinde de benzerleri görülen mimari özelliklere sahip, çok katlı, görkemli, cepheleri süslemeli güzel binalardı.

            İstanbul’u etkileyen hemen tüm batılı akımlar, ilk örneklerini Beyoğlu bölgesinde verirken 19.yy’ın ortalarından itibaren, o günlere dek tek konaklama yapısı olan hanların, yerlerini otellere bırakmaya başlaması da elbet ilk olarak Beyoğlu’nda İstiklal ve Meşrutiyet Caddeleri üzerinde görülür.

            İşte, bugün Pera Müzesi olan binanın yerinde de bu ilk otellerden biri bulunmaktaydı. “Bristol Oteli”.  1893 yılında mimar Achille Manoussos tarafından inşa edilen otel, dönemin en gözde, en prestijli otellerinden biriydi. 1950’li yıllarda dahi haklı ünvanını korumayı başardı. Ne var ki zamanla yeni yapılan otellere karşı rekabet gücünü kaybetti. 1980’li yıllara gelindiğinde ise artık kullanılmıyordu.

Read More

Mısırlı Fuat Bey Yalısı – Baltacıoğlu Yalısı

 

Mısırlı Fuat Bey Yalısı ya da Baltacıoğlu Yalısı, Yeniköy’de Köybaşı Caddesi üzerinde 111 numarada yer alır. XVIII.yüzyılın son çeyreğinde inşaa edildiği düşünülen yalı, Neobarok üsluptadır. Sultan Abdülhamit’in damadı Fuat Bey tarafından yaptırılmıştır.

İlk hali kargir zemin kat üzerine, ahşap iki katlı ve kiremit çatılı olan yalının, eni 15m. boyu 25m. ‘dir. 1574.23m2 arsaya sahip yalının yüzölçümü 375m2 ‘dir. Deniz cephesinden bakıldığında, Yeniköy iskelesinin solundaki ikinci yapıdır.Eski halinde  uzunlamasına ve genişlemesine iki akslı, klasik yalı planına sahip olan yapının,iki yandan merdivenlerle çıkılan dört beton sütunlu sahanlığı vardı. İki giriş kapısı da, biri  camlı diğeri camsız olmak üzere ahşaptı.

Read More

Atik Valide Camii

Mimar Sinan’ın Edirne Selimiye Camii’nden sonra yaptığı büyük külliyelerden biri olan Valide Külliyesi, Üsküdar Toptaşı’nda yer alır. Üsküdar Meydanı’ndan Zeynep Kamil yönüne giden araçlara binip Sokullu Mehmet Paşa İlköğretim Okulu’nun önünde indiğinizde okulun arkasından yapıya kolayca ulaşabilirsiniz.

Osmanlı’nın en güçlü valide sultanlarından II.Selim’in hanımı, III.Murat’ın annesi Venedikli Nurbanu Valide Sultan tarafından  yaptırılan eser, İstanbul’un boyutları açısından en büyük külliyeleri arasında olup adeta sultanın gücünü bir kez daha pekiştirir niteliktedir. Halk arasında Eski Valide ve Valide-i Atik isimleriyle de bilinen külliye, cami, medrese, sıbyan mektebi, darüşşifa, imaret (kervansaray, tabhane) darülhadis – darülkurra, tekke ve hamamdan oluşur.

Geniş bir bölgeye yayılan külliye binaları güç bir arsada seviye farkı ile sıralanmış, aradan sokaklar geçirilmiş. Bu binalar içerisinde, günümüzde sadece cami ve 16. yüzyıl ayrıntılarını kaybetmiş olan hamam özgün işlevini sürdürmekte.

Read More