degisti.com

zamanla her şey değişir…

Archives 2012

Anadoluhisarı

Anadoluhisarı, İstanbul Boğazı’nın en dar yerinde, Anadolu yakasında, Göksu Deresi’nin denize aktığı bölgede, aynı adı taşıyan hisarın çevresinde ve ardındaki yamaçlarda kurulmuş;  yalı, villa ve diğer konutların yoğun olarak bulunduğu; turistik yanı da olan, Beykoz ilçesi’ne bağlı Boğaziçi semtidir.

Günümüzde Anadolu Hisarı’nın bulunduğu yerde daha önceleri bir Zeus tapınağı olduğu rivayet edilmektedir. Bazı kaynaklarda Göksu Vadisi’nde Neapolis adında küçük bir Bizans yerleşmesinin varlığı kaydedilir. Petrus Gyllius 1544’de İstanbul’u ziyaret ettiğinde, bu bölgede Neapolis adını hatırlatan Napli adlı bir yerleşmenin hala yaşamakta olduğunu tespit etmiştir. 19. yy’ ın son çeyreğinde ise Göksu Vadisi’nin iç tarafında Bizans dönemi kalıntılarına rastlanıldığı kaydedilmektedir. Hisarın yapımında kullanılan taşlar arasında Bizans yapılarından devşirilmiş parçalara rastlanmışsa da bu yapıların neler olduğu açığa çıkarılamamıştır.

Read More

Tophane Kasrı

 

Tophane_Kasri_19._yy_eski_Istanbul

Eski Tophane Meydanı’nın en önemli simgelerinden biri olan Tophane Kasrı, Necatibey Caddesi üzerinde yer alır. Abdülmecit Han tarafından İngiliz Mimar William James Smith’e inşaa ettirilen kasır, Tophane Müşiri Halil Paşa’nın denetiminde 1851–1852 yıllarında tamamlanmıştır.

Yapı, padişahların Tophane’deki askeri kuruluşlarını ziyaretinde veya şehre deniz yolu ile gelen yabancı devlet adamlarının karşılanmasında kullanılmıştır. Abdülmecit Han(1839–1861), Rus Çarı’nın kardeşi Grandük Konstantin’i burada kabul etmiştir. Ayrıca Osmanlı-Rus Savaşı’nı sonlandıran 1894 yılı Uluslararası Konferansı, Lozan Antlaşması sonrası Uluslararası Boğazlar Komisyonu ve II. Dünya Savaşı sırasında kurulan Sıkıyönetim Mahkemesi de Tophane Kasrı’nda toplanmıştır.

Read More

Kalenderhane Camii

30 Mayıs 1453 sabahı İstanbul, yeni ev sahiplerini ağırlamaya hazırlanırken yeni başlangıçların da arifesindeydi kuşkusuz. Öyle ya her kent hangi ulusun bayrağı altında devam ediyorsa yaşamaya o ulusun kimliğine de bürünüverirdi usulca…

             Sultan II. Mehmet’in bin bir zahmetle fethettiği İstanbul, önceki ev sahiplerinin izleriyle olduğu kadar Osmanlı’nın izleriyle de dolu, dopdolu olmalıydı. Bir yandan yeni imar faaliyetleri başlarken bir yandan da Bizans’ın mirası olan eserlere bir nebze olsun Osmanlı kimliği verme telaşı başlamıştı fethin ardından…

             Bu eserlerden biri de şimdi Fatih ilçesine bağlı Vezneciler Kız Öğrenci Yurdu’nun hemen yanında gördüğümüz Kalenderhane Camii’nden biriydi. Fetihten hemen sonra bizzat Sultan II. Mehmet tarafından kuşatmadaki hizmet ve gayretleri nedeniyle Kalenderi tarikatı dervişlerine tahsis edilen yapı, o günden sonra Kalenderhane adıyla anılır olmuş.

             Bugünkü haliyle camiye çevrilmesi ise 18.yy’da Babüssade Ağası Maktul Beşir Ağa tarafından gerçekleşmiş. Camiyi gören dikkatli gözler, onun Osmanlı’dan çok daha öncelere ait olduğunu hemen fark edecektir.

             1935’li yıllara gelinceye kadar bütün yayınlarda Diakonissa Kilisesi olduğu ileri sürülen şimdilerin Kalenderhane Camisi’nin, bu tarihten sonra da Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyelerinden birinde rastlanan bir bilgiye istinaden Akataleptos Manastırı Kilisesi olabileceğinden söz edilmiş. Son araştırmalarda bulunan Meryem’in iki fresko resminde karşılaşılan Kyriotissa lakabından dolayı da kilisenin Akataleptos Manastırı’na ait olmakla beraber Meryem’in adını taşıdığı sonucuna ulaştırmış araştırmacıları.

 

Read More

Şişli

Şişli, İstanbul’un, Avrupa yakasında yer alan ilçelerinden biridir.Kuzeyde Mecidiyeköy, kuzeydoğuda Fulya, doğuda Teşvikiye-Nişantaşı, güneyde Osmanbey, Pangaltı, batıda Feriköy, Bomonti ve kuzeybatıda Okmeydanı semtleriyle sınırlı olan Şişli, doğuda Beşiktaş, kuzeyde Sarıyer, batıda Eyüp ve Kağıthane, güneyde  ise Beyoğlu ilçeleri ile komşudur.

Semtin adının nereden geldiğine dair farklı görüşler mevcuttur. Bunların içinde; şiş yapımıyla uğraşan ve şişçiler diye adlandırılan bir ailenin burada konağı olduğu,“Şişçilerin Konağı” ifadesinin zamanla “Şişlilerin Konağı” haline dönüştüğü ve Şişli isminin de buradan geldiği görüşü, en fazla kabul görenidir.

Şişli’nin tarihi, büyük ölçüde Beyoğlu’nun tarihine sıkı sıkıya bağlı kalmıştır. Beyoğlu nasıl Avrupai tarzda bir yerleşim olmuşsa, onun doğal bir uzantısı olarak gelişen Şişli de aynı özellikleri taşımış, Osmanlı İmparatorluğu’nun batılılaşma sürecine girişinin etkisiyle biçimlenmiş ve büyümüştür.

İstanbul’un Taksim’in kuzeyindeki bütün semtleri gibi Şişli de yeni bir yerleşimdir. İlçenin en eski mahallesi olan Tatavla(Kurtuluş)’ nın (http://www.degisti.com/index.php/archives/8135)16. yy’da kurulduğu ileri sürülür. 17. yy’da Taksim’ den Pangaltı’ ya doğru uzanan yolun iki yanında mezarlıklar; 18. yy’da Şişli ve Mecidiyeköy yörelerinde bağlar ve bostanlar yer alırdı. Balmumcu Çiftlik Hümayunu Şişli’ ye kadar uzanıyordu.

Abdülmecit döneminde (1839-1861) imparatorluğun sınır bölgelerindeki yurtlarından olan birçok göçmen İstanbul’a sığınmış; bunlardan bir bölümü Şişli’ nin hemen kuzeydoğusunda arpa tarlaları ve dutlukların bulunduğu alana yerleştirilmiştir. Bu kırsal yerleşim yerine padişahın adıyla Mecidiyeköy(http://www.degisti.com/index.php/archives/3288) denmiştir.  1870’de Beyoğlu yangınında evsiz kalan Levantenler ve gayrimüslimler Harbiye(http://www.degisti.com/index.php/archives/5104) çevresinde inşaa edilen kagir binalara taşınmışlardır. Matbaa-i Osmaniye’yi kuran Osman Bey de Harbiye ile Şişli arasında bir arazi satın alarak bu arazide konak yaptırmıştır, ki Osmanbey semtinin (http://www.degisti.com/index.php/archives/2500)adı bu konaktan gelir.

Read More

Robert Koleji – Özel İstanbul Amerikan Robert Lisesi

robert_kolej_eski

İstanbul Amerikan Robert Lisesi veya eski ismiyle Robert Koleji, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde “Amerikan usulü” eğitim vermek amacıyla 1863’de İstanbul’da kurulmuş olan okuldur. Halen Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı, yabancı dilde (İngilizce) eğitim yapan özel bir eğitim kurumu olarak hizmet vermektedir. Karma eğitim veren, hem gündüzlü hem yatılı öğrencileri olan Robert Lisesi’nin, eğitim süresi hazırlık dahil beş yıldır. Okul öğretmelerinin ve yöneticilerinin % 50’si Türk, % 32’si Amerikalı, % 8’i İngiliz, % 10’u da farklı milletlerdendir.

Okul, tanınmış tüccar New York’lu Mr.Christopher Rheinlander Robert ile bir eğitmen, mucit, teknisyen ve mimar olan Dr. Cyrus Hamlin tarafından kurulmuştur. Robert Koleji ve kardeş okulu Amerikan Kız Koleji, ABD sınırları dışında kurulan ilk Amerikan okullarıdır.

Read More

Eski İngiliz Bahriye Hastanesi(British Seaman Hospital)

Eski İngiliz Bahriye Hastanesi, Galata’da Bereketzade Sokağı’nda yer alır. 1904’de planını H.Percey Adams’ın çizdiği yapı, kuleleriyle adeta bir şato görünümündedir.

 1580’de diğer Avrupa ülkelerine tanınan kapitülasyonların bir benzerinin İngilizlere de verilmesiyle, İstanbul Limanı’nda İngiliz gemileri ve gemicileri sıkça görülmeye başlanır.Denizciliğe dayalı kıtalararası bir sömürge imparatorluğu kurma aşamasındaki İngiltere, Osmanlılarla hep dostluk içinde kalmayı sürdürmüştür. Kırım Savaşı süresince İngilizlerin, İstanbul Limanı yönetimini kendi uyruğundaki denizcilerle ele geçirme çabası sonucu, liman çevresindeki etkinlikler yoğunlaşır. Hem bunlara hem de savaşta yaralanacaklara hizmet verecek bir hastanenin kurulması zorunlu görülür. Hastane yönetimini Galata’da Voyvoda Caddesi üzerinde açılmış olan İngiliz Konsolosluğu denetleyecektir.

Read More

Hekimoğlu Ali Paşa Camii Külliyesi

Osmanlı’da önde gelen devlet adamlarının hemen hemen hepsinin en büyük tutkusuydu kendi adını taşıyan eserler yaptırmak. Bazen iskana açılmak istenen bir yer için bizzat padişahın emriyle bu isteklerini gerçekleştirirler, bazen de yaptıracakları esere de yere de kendileri karar verirlerdi.

             İşte Davutpaşa – Kocamustafapaşa arasında gördüğümüz tam da İstanbul’un yedinci tepesi üzerinde yükselen bu külliye de Osmanlı’ya üç kez sadrazamlık yapmış Hekimoğlu Ali Paşa’nın kendi adına yaptırdığı eserlerden biridir.

             1689 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Ali Paşa, Hekimbaşı olan babası Nuh Efendi’den dolayı Hekimoğlu olarak anılırdı. Akıllı, alim, tedbirli, yiğit, sağlam görüş sahibi, cömert ve kerim bir zat olup, idarede pek bir şiddetliydi. Tüm otoriter görünüşüne karşılık Âli mahlası ile şiirler yazmayı da ihmal etmezdi.

             Çok iyi eğitim gören Ali Paşa’nın Osmanlı devlet adamlığı serüveni ise Sultan III. Ahmet tarafından “Hassa Silahşörü” olarak saraya alınmasıyla başlar. 1713’de Zile Voyvodası, 1719’da Türkmen Ağası, 1722’de Adana Valisi olur ve bu yöre de devlet otoritesini zayıflatan pek çok aşireti de dize getirir.

            1724’de Halep Valiliği’ne daha sonra ise Anadolu Beylerbeyliği’ne atanan Ali Paşa, 1726 yılında hastalığından dolayı görevinden istifa eden Abdullah Paşa’nın yerine Doğu Sedarlığı’na atanır. 1731’deki Kuzican Seferi’ni başarıyla sonuçlandırınca da Sultan I. Mahmut tarafından sadrazamlığa getirilir.

 

Read More