Sultanahmet Camii Külliyesi, kendi adıyla anılan semtte, Ayasofya Müzesi’nin( http://www.degisti.com/index.php/archives/5873 ) karşısında yer alır. Mimarı, Mimar Sinan öldükten sonra baş mimarlığa getirilen Sedefkar Mehmet Ağa’dır. I. Ahmet tarafından 1609 yılında büyük bir törenle yapımına başlanmış ve 1616 yılında tamamlananmış olan Sultanahmet Külliyesi, İstanbul’daki en büyük külliyelerden biridir. Ayrıca külliyenin Osmanlı klasik mimari anlayışının son örneklerinden biri olması, yapıya ayrı bir değer katmıştır.
Yapı yabancılar tarafından “ Mavi Cami” olarak da bilinir. Bu cami emsallerinin hiçbirinde olmadığı kadar aydınlık ve ferahtır. Üç sıra halinde duvarlarda, yarım, merkezi ve köşe kubbelerin kasnaklarında açılmış sayısız pencereden ışık alan caminin, duvarlarını kaplayan çini ve kalem işi süslemelerindeki hakim renk olan mavi, camiye bu ismin verilmesinde sebep olmuştur.
Bu anıtsal cami için Evliya Çelebi’nin yazdığına göre; yedi saray(Mehmet Paşa Sarayı, Ayşe Sultan Sarayı vb.) yıktırılmıştır. Külliyenin ana yapıları; cami, imaret, medrese, hünkar kasrı, hamam, çeşme, darüşşifa, sıbyan mektebi, arasta, sebiller, kiralık odalar, evler ve mahzenlerdir. Külliye yapıları, Akarat-ı Vakf-ı Şerif’de ayrıntılı olarak verilmiştir.
Sultanahmet Camii, kareye yakın iki plandan oluşmaktadır; bunun birini avlu diğerini de harim meydana getirmektedir. Yapı yüksek bir su basman üzerindedir. Mimar Mehmet Ağa’nın, camiin zeminini yer seviyesinden yükseltmesi, yapının Ayasofya’dan daha yüksek görünmesini istediği şeklinde yorumlanabilir. Bunun için, camiin yalnız iç avlu ve harimi için bir set yapılmıştır.
Read More