degisti.com

zamanla her şey değişir…

Bağdat Caddesi

Bağdat Caddesi

Bağdat Caddesi ya da kısaca Cadde,İstanbul’un Anadolu yakasında, Kadıköy(http://www.degisti.com/index.php/archives/524) ilçesinde yer alır. Bostancı’dan başlayıp Kızıltoprak’daki Bostancı köprüsüne kadar devam eden Bağdat Caddesi, 9 kilometrelik bir yoldur.

Cadde’nin geçmişi Bizans’a kadar dayanır ama bu dönemki adı bilinmemektedir. İstanbul’un fethedilmesinden de önce ticaret kervanları ve ordular tarafından,Bizans’ı Anadoluya bağlayan bir yol olarak  kullanılan Bağdat Caddesi,Osmanlı İmparatorluğu döneminde de önemini korumuştur. IV.Murat, İran Bağdat’ı  ele geçirince bu yoldan geçerek Bağdat seferine çıkmış, zaferle döndüğü seferinden sonra da bu yol “Bağdat” ismini almıştır. Bağdat Caddesi’nin elit bir semt olması II.Abdülhamit zamanına rastlar.  II.Abdülhamit dönemindepadişahın sarayına yakın olmak isteyen paşalar,zengin tüccarlar,Kadıköy’de konaklar,köşkler yaptırmışlardır,ki bu evler Bağdat Caddesi’nin ilk evleridir. 1918 yılında İstanbul Şehremaneti,Kızıltoprak ile Kurbağalıdere arasını Bağdat yolu olarak göstermiş;1934 yılındaysa,Kızıltoprak’dan Pendik’e kadar uzanan yol Bağdat Caddesi olarak adlandırılmıştır.

Cadde,I.Dünya Savaşı’ndan önce Arnavut kaldırımı taşlarla döşeliyken,daha sonra asfaltla kaplanmıştır. Cumhuriyet döneminde bir ara tramvay hattınında üzerinden geçtiği Bağdat Caddesi, günümüzde Bostancı’dan Kadıköy’e doğru tek yönlüdür. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kalesi olarak da bilinen Cadde’nin, 2005 yılında Kadıköy Belediyesi tarafından kaldırımları genişletilerek,yayalar için daha elverişli duruma getirtilmiştir.

Günümüzde Cadde, kafeleri, restoranları, dünyaca ünlü markaların yer aldığı mağazalarıyla , İstanbulluların sosyal yaşamının önemli bir parçasıdır.

bagdat_caddesi_2014_haziran

Kaynakça:

A.Fahri, İstanbul’un 100 Cadde ve Sokağı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş Yayınları, İstanbul 2010, s.38-40

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

9 comments

Özcan Yıldız

Bu kategoriyide biraz önce farkettim,bakar körüm herhalde 🙂

    Admin

    Abla herşeyi geçtim, Cadde’de oturan biri olarak Bağdat Caddesi’ni nasıl görmezsin 😀 Siteyi gün gün keşfediyorsun.Bu arada Tokatlıyan Oteli’nin o ilk resmi, tam olarak 1919 yılına aitmiş.

Özcan Yıldız

Evet, 9 km.uzunluğundaki koskoca caddeyi nasıl görmem demi ? 🙂
Bu arada Tokatlıyan oteli ile ilgili soruma cevap verdiğin için teşekkür ederim..Sana da iyi geceler..

Vedat

1939 İstanbul doğumluyum. 5 göbek yerlisiyiz Erenköy’ün (Erenler köyü).
Yorumcuları okudukca şaşıp kalıyorum ne kadar da çok İstanbul’u bilen var hayret doğrusu.Tam anlamı ile eski İstanbul’lu aile kalmadı.Kalanlar ise iki elin parmakları kadardır. Daha fazla yazmıyayım, içimi dökmeye kalkarsam sayfalar yetmez
Saygılarımla

    KORKUT KORAY

    Vedat bey bende doğma büyüme Erenköylüyüm. Aile büyüklerim Kalamışlıdır.Çok az gerçek İstanbullu kaldı tabi.Bende sizin yazdıklarınızın ayni duygularını taşıyorum.Ben ve ailem Erenköy Ethem Efendi caddesi Hacı hakkı sokağında doğduk büyüdük…geçenlerde oralardan geçtim..artık ne köşk nede çamlıklar ve meyvalı bahçeler yok…Saygılarımı sunuyorum..

ayfer

Bağdat Caddesi deyince aklıma Fenerbahçe gelir. Şampiyonluk kutlamalarımızın, zafer coşkularımızın ev sahibi Bağdat Caddesi, daha nice nice Fenerbahçe şampiyonlukları görmen dileğiyle…

İHSAN KILIÇ

Bağdat Caddesi denilince şose taşlarla kaplı Kadıköy İskele’den başlayıp Bostancı’ya kadar devam eden 2 vagonlu tramvayın üzerinde gidip geldiği,son derece seyrek geçen amerikan yapımı dolmuşların üzerinde süzüldüğü,yolun her iki tarafında mesafeli olarak yerleşmiş 2 katlı evlerin yerleştiği ve gezinti için bile dolaşırken sakinliği ve huzuru içimde hissettiğim bir caddeyi anımsarım.Bana göre o dönemi yaşayanların hayallerinde yaşattıkları güzel bir anı olarak yaşıyordur herhalde.Bende anısı öyle…. Hayali bile Cihan değer…….

filiz muldur

1945 dogumluyum ,orta okuldan itibaren yazın 3 aylıgına Ankaradan İstanbula denizden faydalanıyım diye ailem erenkoy hamam sokakta oturan amcamların yanına yollardı. O seneler evler bahce icinde meyva agaclari ,camlarıyla cok guzeldi.Hergun ogleden sonra esek üstunde evde yapılmıs kurabiyeler poacalar satan bir amca gecer ondan harika tatları olan mis gibi corekleri alırdık.Birde aksamustu kıvırcık diye ad takılmıs bembeyaz onluguyle dondurma satan gecerdi,bunlar hayatımda unutulmayan tatlar olarak kaldı. Amcam hergun beni ilk once mehmet efendinin kahvesi,sonradan Marmara spor kulubu olan kulube gotururdu. Orda Ankaradan beraber geldigimiz teyzesi kantarcıda oturan Canım arkadasım Laleyle bulusur.Arkadaslar edinir enguzel hatıralarla Ankaraya donerdik.

cem sirin

bağdat caddesinin gidişli gelişli trafiğini,eski sarı dolmuşlarını ve herkesin selamlaşarak geçtiği günleri,kristal büfeyi (şimdiki starbucks)unutmam mumkun değil.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir