Ali Pertek Camii – Hamam Camii
Rumelihisarı’nda, Baltalimanı Hisar Caddesi ile Arpacı Çeşmesi sokağının kesiştiği köşede,Boğaz’a nazır mütavazi bir cami yükselir. “Ali Pertek/Pertev Camii”. Perili Köşk olarak da bilinen Yusuf Ziya Paşa Köşkü ( http://www.degisti.com/index.php/archives/5256 ) ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü komşularıdır.
Türk denizcilerinden Pertek lakaplı Ali Bey tarafından 1640 yılında yaptırılan cami, Bey Camii veya Hamam Camii olarak da anılır. 1763’de onarım gören cami, 164 yıl sonra tarihler 1937’yi gösterdiğinde ibadete kapatılıverir. Cemaatiyle buluşmak içinse yaklaşık 23 yıl bekleyecektir. Bu süre içinde tam bir harabeye döner ve 1960 yılında gerçekleştirilen onarım sonrası yeniden açılır ibadete.
Moloz taş ve tuğla ile inşaa edilen caminin etrafı, Rumeli Hisarı misali kalın ve yüksek taş duvarlarla örülü olup bu duvarların arasından 70 cm’lik dar bir geçit vasıtasıyla ulaşılır camiye.
Prizmatik kütlesi hemen göze çarpan caminin kuzey, batı ve doğu cephelerinde iki sıra halinde üçlü pencere grupları görülürken mihrap duvarının bulunduğu güney cephesinde ise bu düzen ikili şekilde görülür. Bunlardan üstte yer alanlar sivri kemerli revzen pencereler olup altta yer alanlar ise sağır sivri kemerli dikdörtgen pencerelerdir.
Son cemaat yerinin hemen sağında yükselen cami minaresinin kare kaidesi ve papuç kısmında kesme taş malzeme kullanılırken yivli gövdesinde tuğla tercih edilmiş. Konik külahla nihayetlenen minare, tek şerefelidir.
Basık kemerli bir kapıdan içeri girdiğimiz caminin harim girişinin iki yanında müezzin mahfillerini görürüz önce. Üstte ise aralarında ahşap bezemelerin de yer aldığı sekiz direk üzerinde taşınan Kadınlar Mahfili çeker dikkatleri.
Son derece sade, geniş ve aydınlık olan ibadet mekanında tek süsleme detayı olarak görülen üst bölümdeki pencerelerin içleri alçıdan yapılan bitkisel ve geometrik şekillerle oluşturulurken bu şekillerin içleri de sarı, mavi, yeşil ve kırmızı vitray ile renklendirilmiş.
Sade olan mihrabının herhangi bir özelliği bulunmazken minberi ve vaaz kürsüsü ahşaptandır. Hüseyin Ayvansarayi’nin eseri Hadikat’ül Cevami’den öğrendiğimiz kadarıyla caminin minberi Bayram Paşa tarafından konulmuş.
Bugün doğduğu semte de adını vermiş olan Bayram Paşa için birkaç kelam etmek lazım gelirse, IV. Murat’ın saltanatının hüküm sürdüğü yıllarda Yeniçeri Kethüdalığı ile başladığı devlet vazifesini en üst nokta olan Sadrazamlıkla da taçlandırmış olduğunu söyleyebiliriz. Cami, içten düz bir tavan, dıştan ise dört yüzü kırma bir çatı ile örtülüdür.
Caminin mihrap duvarının bulunduğu köşede klasik tarzda kesme taştan yapılmış, düz çatısı geniş bir saçak halinde öne çıkan bir çeşme ilişir gözümüze. Basık sivri kemerli nişinin üzerinde, çiçek motifleriyle çevrili tek satırlık bir kitabe bulunan bu çeşme, caminin yapımından sonra 1715 yılında, aynı zamanda IV. Murat’ın da damadı olan dönemin defterdarı İbrahim Paşa’nın ölümünden sonra, oğlu Rakım Mehmet Paşa tarafından babasının ruhu için yaptırılmış.
Namaz saatlerinde tek-tük uğrayanları saymazsak çoğu zaman yalnızdır Ali Pertek Camii ve misafirlerini beklemektedir, komşusu Boğaz’ın muhteşem manzarası eşliğinde…
Yazar: Ayfer İlter
Kaynakça:
Berberoğlu, B.Nevin, İstanbul’un 100 Camisi , (İstanbul’un Yüzleri Serisi-20), İst., İBB Kültür A.Ş.Yay., 2010, s. 27
Linkler:
yvik.org
sarıyeriçesi.com
arkitera.com
Leave a Reply