İstanbul Arkeoloji Müzeleri
İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Gülhane’de, Alemdar Caddesi Osman Hamdi Bey Yokuşu Sokak’da yer alır. Osman Hamdi Bey’in isteği üzerine Çinili Köşk’ün(http://www.degisti.com/index.php/archives/4766) karşısına dönemin ünlü mimarı Alexandre Vallaury tarafından inşaa edilen ve Müze-i Hümayun olarak kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesi 13 Haziran 1891’de ziyarete açılmıştır.
Müzenin koleksiyonunda, Balkanlar’dan Afrika’ya, Anadolu ve Mezopotamya’dan Arap Yarımadası’na ve Afganistan’a kadar, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içinde yer alan medeniyetlere ait eserler bulunmaktadır. Müze üç ana birimden oluştuğu için İstanbul Arkeoloji Müzeleri olarak adlandırılmaktadır.
Arkeoloji Müzesi (ana bina)
Eski Şark Eserleri Müzesi
Çinili Köşk Müzesi
Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne miras kalmış bir kurum olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, ülkemizdeki ilk müzecilik çalışmalarını bünyesinde toplar. Sistemli bir şekilde müzeciliğin kurumsal olarak ortaya çıkışı İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin 1869 yılında Müze-i Hümayun yani İmparatorluk Müzesi olarak kuruluşuna denk gelir. Aya İrini Kilisesi’nde(http://www.degisti.com/index.php/archives/4294) o güne değin toplanmış arkeolojik eserlerden oluşan Müze-i Hümayun, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin temelini oluşturur.
Dönemin Maarif Nazırı Saffet Paşa müze ile yakından ilgilenmiş, müzeye eser kazandırmak için kişisel çabalar sarf etmiştir. Ayrıca Galatasaray Lisesi(http://www.degisti.com/index.php/archives/5975) öğretmenlerinden İngiliz asıllı Edward Goold’un müze müdürü olarak atanmasını sağlanmıştır. 1872’de Maarif Nazırı Ahmet Vefik Paşa, bir dönem kaldırılmış olan Müze-i Hümayun’u Alman Dr. Phillip Anton Dethier’i müdür olarak atayarak tekrar kurar. Dr. Dethier’ın yaptığı çalışmalar sonucunda Aya İrini kilisesindeki mekan yetersiz kalır ve yeni bir inşaatın yapılması gündeme gelir. Maddi imkansızlıklardan ötürü yeni bir bina yapılamaz fakat Fatih döneminde yaptırılmış olan “Çinili Köşk” restore edilerek müzeye dönüştürülür ve 1880 yılında kapılarını ziyaretçilerine açar.
Yapılış tarihi açısından bakıldığında İstanbul Arkeoloji Müzeleri kompleksi içerisinde en eski yapı Çinili Köşk’dür. Sonradan yapılan diğer iki bina ise Çinili Köşk’ün çevresinde yer alır.
Bu binalardan biri Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk Güzel Sanatlar Akademisi olarak inşaa edilmiş olan ve sonradan Eski Şark Eserleri Müzesi olarak düzenlenmiş binadır. Eski Şark Eserleri’nin bugün içinde bulunduğu bina, Osman Hamdi Bey tarafından 1883 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi yani Güzel Sanatlar Akademisi olarak inşa ettirilmiştir. İleride Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin temellerini oluşturacak olan bu akademi, Osmanlı İmparatorluğu’nda açılmış olan ilk güzel sanatlar okuludur. Binanın mimarı daha sonra İstanbul Arkeoloji Müzeleri Klasik binasını da inşaa edecek olan Alexander Vallaury’dir.1917 yılında içindeki akademinin Cağaloğlu’nda başka bir binaya taşınması üzerine, bu bina müzeler müdürlüğüne tahsis edilmiştir. Dönemin müze müdürü Halil Ethem Bey Yakındoğu ülkelerinin eski kültürlerine ait eserleri Yunan, Roma ve Bizans eserlerinden ayrı sergilenmesinin daha uygun olacağını düşünmüş ve binanın Eski Şark Eserleri Müzesi olarak düzenlenmesini sağlamıştır. Bu iş için davet edilen Alman uzman Eckhard Unger, 1917-1919 ve 1932-1935 yıllarında İstanbul’da çalışmış, müzenin teşhirini tamamlamış ve eserler üzerine bir dizi yayın yapmıştır.
II. Dünya Savaşı sırasında savunma amacıyla boşaltılan müze, daha sonra Osman Sümer tarafından Unger’in ilkelerine göre tekrar düzenlenmiştir. 1963 yılında müze yapısında büyük bir düzenleme yapılmış, müze 1974 yılında tekrar ziyarete açılmıştır. En son 1999-2000 yıllarında bakım ve onarımları yapılan Eski Şark Eserleri Müzesi 8 Eylül 2000’de bugünkü haline kavuşmuştur.
1887 ve 1888 yılları arasında Osman Hamdi Bey tarafından yapılan Sidon (Sayda Lübnan) Kral Nekropolü Kazısı’ndan İstanbul’a getirilen, aralarında İskender Lahdi, Ağlayan Kadınlar Lahdi, Likya Lahdi, Tabnit Lahdi gibi ihtişamlı eserlerin sergilenebilmesi için yeni bir müze binasına ihtiyaç duyulmuştur. Osman Hamdi Bey’in isteği üzerine Çinili Köşk’ün karşısına dönemin ünlü mimarı Alexandre Vallaury tarafından 1891’de Arkeoloji Müzesi yapılmıştır. Arkeoloji Müzesi, dünyada müze binası olarak inşaa edilmiş ender yapılardan biridir. İstanbul’daki Neo-Klasik mimarinin en güzel ve görkemli örneklerinden biri olan Arkeoloji Müzesi, cephesinin ihtişamı ile son derece dikkat çekici bir mimariye sahiptir. Uzun cephede geniş merdivenlerle ulaşılan iki girişi, dörder sütun ve alınlıklarla bir tapınak görünümündedir. Alınlık üzerinde bulunan kufi üsluptaki Osmanlıca yazıda ‘Asar-ı Atika Müzesi’ (Eski Eserler Müzesi) yazmaktadır. Bu yazının üzerinde bulunan Tuğra, Klasik Bina’yı inşa ettiren Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’e aittir.
Söz konusu müze binasına, 1903 yılında sol, 1907 yılında ise sağ kanadın eklenmesi ile bugünkü ana müze binası oluşturulmuştur. Daha sonra Ana Müze binasının güney doğu bitişiğine, yeni sergi salonlarına duyulan ihtiyaç nedeni ile 1969-1983 yılları arasında bir ilave daha yapılmış ve bu bölüm Ek Bina(yeni bina)olarak adlandırılmıştır.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Türkiye’nin ilk müzesi olma özelliğinin yanı sıra, dünyada dönemi itibarı ile müze olarak inşaa edilmiş ilk 8-10 müze binasndan biri olması dolayısıyla da büyük öneme ve ayrıcalığa sahiptir.
Çeşitli kültürlere sahip bir milyonu aşkın eseriyle bugün de dünyanın en büyük müzeleri arasında seçkin bir yere sahip olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, 1993 yılında Avrupa’da yılın müzesi seçilmiş ve “Avrupa Konseyi Müze Ödülü”nü almıştır.
Açık Olduğu Saatler : 09:00 – 17:00
Bilet Satış Saatleri : 09:00 – 16:00
Arkeoloji Müzesi pazartesi günleri kapalıdır.
Bilet Fiyatları : 10 TL
Müzekart Geçerlidir.
yavuz ince
çok harika bir gösteri.teşekkür ederim.istanbulun eskihalini bildiğim için bana ilginç geldi