Adile Sultan Sarayı
Kandilli’de(http://www.degisti.com/index.php/archives/2507) Akıntı Burnu’nun sırtlarındaki düzlükte yer alan Adile Sultan Sarayı, Abdülmecit Han’ın kız kardeşi Adile Sultan‘a armağan olarak 1856 tarihinde, mimar Sarkis Balyan’a yaptırttığı yapıdır.Sarayın bulunduğu arazi, Abdülmecit tarafından Tophane Müşiri Halil Paşa’dan satın alınmış; buradaki konak yıktırılarak bugünkü saray yaptırılmıştır.
Yapının bulunduğu alan kayalık ve eğimli bir arazidir. Saray bu arazinin doğu-batı yönüne, batı cephesi tamamen Boğaziçi’ne(http://www.degisti.com/index.php/archives/511) hakim bir şekilde konumlandırılmıştır. Arazinin eğiminden dolayı sarayın ön yüzü üç, arka cephesi iki katlıdır.
Adile Sulta Sarayı 32.00×93.00 m. ebatlarında, dikdörtgen bir taban üzerine oturtulmuştur. Üç ayrı bölümden oluşan sarayın 55 odası bulunmaktadır. Sarayın çevresi tamamen koruluk olup, sahil yolundaki bir kapıdan içeriye girilmekte ve dolana dolana yükselen bir yolla saraya ulaşılmaktadır.
Yapının tümüyle Adile Sultan’a ait olan batı bölümü, yüksek bir kaide üzerine oturtulmuş olup, birinci katına iki yönlü bir merdivenle çıkılır. Dört kolonun taşıdığı şahnişli bir girişten sonra sahanlığa geçilmektedir. Girişte mermer döşeli büyük bir taşlık ve bunun iki yanında da büyük odalar bulunur. Buradan iki yönlü kolonların taşıdığı bir merdivenle de üst kata çıkılmaktadır. Üst kat sultanın özel dairesidir. Zemin katına benzeyen bir plan gösteren bu bölümde denize yönelik salona geniş bir şahniş eklenmiştir. Buradaki sofanın iki yanında da ayrıca büyük salonlar bulunmaktadır.
Sarayın doğu bölümünün girişinde, uzun ve büyük bir taşlık bulunmaktadır. Geniş bir merdivenle çıkılan üst kat, büyük bir sofanın çevresine sıralanmıştır. Bu salonun doğu ucunda servis bölümleri yer alır.
Adile Sultan Sarayı’nın ana bölümü harem ve selamlık olarak, simetrik bir plan a sahiptir. Ortada merkezi bir bölüm, büyük ve oval bir salon görünümdedir. Salon,iki yana doğru da eyvan şeklinde eklerle genişletilmiştir.
Bezemelerinde geç rokoko üslubu açıkça kendini göstermektedir. Ayrıca sarayın bezemeleri arasında meandr motifleri, akantus yaprakları, sekiz köşeli yıldızlar, çeşitli kıvrımlar dikkati çekmektedir.
Sarayın dış mimarisi yalındır. Açılan üçlü pencerelerle cepheler hareketlendirilmiştir. Arkasındaki bahçede müştemilat binalarına bulunmaktadır. Bazı kaynaklarda sarayın deniz kenarında yalı ve bir de deniz hamamı olduğu söylense de bunlardan günümüze bir iz kalmamıştır.
Adile Sultan Sarayı 1916 yılında Kandilli Adile Sultan İnas Mekteb-i Sultanisi adıyla okula dönüştürülmüştür. Cumhuriyet döneminde Kandilli Kız Lisesi olmuş, sarayın bulunduğu alanın altına betonarme eğitim birimleri eklenmiştir.
Saray 1986 yılı Mart ayının başında yanmış ve tamamen harabeye dönmüştür. Yangın sırasında sarayın içerisinde bulunan değerli eşyalar ve aynalar da yok olmuştur.
Bu yangından sonra yapı bir süre kendi haline terk edilmiş, daha sonra İstanbul Valiliği, Kandilli Kız Lisesi Kültür ve Eğitim Vakfı ve Hacı Ömer Sabancı Vakfı’nın ortak girişimleri ile onarılmıştır. Bu çalışmalarda yapının yangında hasar gören duvarları güçlendirilmiş, çatısı örtülmüştür.
Ödenek yetersizliğinden bir süre yarım kalan yapı, Sakıp Sabancı’nın sağladığı kaynakla 2004 yılında restorasyona alınmış, 28 Haziran 2007’de açılmıştır.
Günümüzde Adile Sultan Sarayı’nın 500 kişilik ziyafet ve toplantı salonu, 200 kişilik küçük toplantı salonu, 1300 m2’lik kokteyl ve sergi salonu, 20 adet 30–40 kişilik seminer salonları, 150 kişilik lokantası (kanımca ,Borsa Lokantaları’nın en güzeli, Adile Sultan Sarayı içinde yer alandır.), 60 kişilik kafeteryası ile müze yönetim ve servis birimleri bulunmaktadır. Sarayın işletmesi, Lütfi Kırdar Uluslar arası Kongre ve Sergi Sarayı’nı da yürüten UKTAŞ firmasına aittir.
Linkler:
kenthaber.com
Leave a Reply