degisti.com

zamanla her şey değişir…

MSGSU – Çifte Saraylar – Cemile Sultan Sarayı ve Münire Sultan Sarayı

MSGSU – Çifte Saraylar – Cemile Sultan Sarayı ve Münire Sultan Sarayı

Çifte Saraylar veya Cemile Sultan Sarayı ile Münire Sultan Sarayı,  Beşiktaş (http://www.degisti.com/index.php/archives/2589) Fındıklı’da, Meclis-i Mebusan Caddesi üzerinde yer alan sahil saraylarıdır. “Salıpazarı Sarayları” olarak da bilinirler. Mimar Garabet Amira Balyan’ın eseri olan bu saraylar, Abdülmecit tarafından, kızları Cemile Sultan ve Münire Sultan için yaptırılmıştır. Binalar günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından kullanılmaktadır.

Cemile Sultan Sarayı : Çifte Saraylardan Molla Çelebi Camii’ne (http://www.degisti.com/index.php/archives/2987) yakın olanı Cemile Sultan Sarayı’dır. Sarayın yapımı, Mahmut Celalettin Paşa ile evlendirilen Cemile Sultan’ın düğününden altı ay sonra tamamlanmıştır. İnşaatın tamamlana kadar eşiyle birliket Emirgan’da Mısırlı İbrahim Paşa Yalısında oturan Cemile Sultan, Nisan 1859’dan sonra bu sarayda yaşamıştır. Hayatının son döneminde doktorların tavsiyesi üzerine bu saraydan ayrılmış; önce Göztepe, sonra Erenköy’de ikamet etmiştir.

Cemile Sultan’ın 1915’de ölümünden sonra, Abdülaziz’in kızlarından Nazime Sultan ile eşi Derviş Paşazade Ahmet Paşa bir süre bu sarayda yaşamışlardır.

Cemile Sultan Sarayı, Meclis-i Mebusan binası olarak kullanılan Çırağan Sarayı’nın (http://www.degisti.com/index.php/archives/6476) 1910’daki yangında harap olmasının ardından, Nazime Sultan’ın varislerinden satın alınmış, 1913-1920 arasında Meclis-i Mebusan/Meclis-i Ayan olarak kullanılmış ve Osmanlı Devleti’nin yıkılış sürecindeki son meclis oturumlarına tanıklık etmiştir.

Cumhuriyetin ilanından sonra bazı İstiklal Mahkemesi davaları bu binada görülmüş; dönemin ünlü gazetecileri hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Cevdet Oran, Velit Ebüzziya’nın vatana hıyanet suçundan yargıldandığı dava 15-31 Aralık 1923’te bu binada gerçekleşmiştir.

1926 yılından itibaren saray güzel Sanatlar Akademisi olarak kullanılmaya başlanmış ancak 1 Nisan 1948 yılında çıkan bir yangından harap olmuş, bu esnada kütüphanesindeki değerli kitaplar, dosyalar, ders malzemeleri ve tablolar da yok olmuştur.  Sedat Hakkı Eldem ve Mehmet Ali Handan tarafından hazırlanan proje doğrultusunda yeniden inşaa edilen yapı, 23 Nisan 1953’den itibaren yine Güzel Sanatlar Akademisi’nin bir parçası olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Binanın, geçmişte Osmanlı Parlamentosu Meclis-i Mebusan Salonu ve İstiklal Mahkemesi Salonu olarak kullanılmış olan salonu, günümüzde Konferans Salonu olarak kullanılmaktadır.

Münire Sultan Sarayı:  Çifte Saraylar’dan Tophane (http://www.degisti.com/index.php/archives/1583#comment-1969)  yönünde olanı Münire Sultan’a tahsis edilmiştir. Münire Sultan’ın 1882 yılında henüz 18 yaşındayken ölmesi ardından, saray önce Abdülaziz’in kızı Saliha Sultan’a (1862-1941) sonra Abdülmecit’in kız kardeşi Adile Sultan’a tahsis edilmiştir, ki bazı kaynaklarda önce Adile Sultan’a, Sonra Saliha Sultan’a geçtiği belirtilmektedir. “Adile Sultan Sarayı” adıyla da anılan saray, Adile Sultan’ın 1899’da ölümünden sonra Abdülaziz’in damadı Ahmet Zülküf Paşa’ya geçmiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra ise III. Kolordu Komutanlığı karargahı olarak kullanılmıştır .

msgsu_cifte_saraylar_cemile_ve_munire_sultan_saraylari_2014_mart

1943–1952 yıllarında İstanbul Edebiyat Fakültesi (http://www.degisti.com/index.php/archives/6231)’nin der binaları olarak, 1970 yılına kadar ise Atatürk Kız Lisesi olarak kullanılmıştır. Ardından Mimar Sinan Üniversitesine devredilen bina, Y.Mimar Sedat Hakkı Eldem’in projesi ile yeniden yapılmış ve 21 Kasım 1975’te Mimar Sinan Üniversitesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Her ikisi de denize paralel olarak yapılmış olan Çifte Saraylar’da, bu plan düzenlemesi iç mekanda da aynen uygulanmıştır. Birbirlerine simetrik olan eksenlerin ortada kesiştiği alanda, büyük ve denize paralel dikdörtgen planlı bir sofaya yer verilmiş, bu sofa ikişer direkle yan sofalara açılmıştır. Sarayın odaları, deniz ve karaya yönelik cephelere peş peşe sıralanmıştır.

Bezemelerde ve mimari yapıda genel olarak ampir üslubunun egemen olduğu görülmektedir.

Kaynakça:

kenthaber.com

kanattarihi.net

wikipedia.org

msgsu.edu.

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

5 comments

Uğur Ürekli

Bu bilgileri okuduğum zaman çok üzüldüm..Çifte saraylar olarak tarite yerini alan bu güzel eserlerden birinde okudum..Atatürk Kız Lisesi 1970 yılı son mezunları olduk sonra okulumuz akademinin bünyesine katıldı..Bu yıl bir kutlama için okulda toplandığımızda o tarihin tamamen yok edildiğini içimiz acıyarak gördük ve çok üzüldük…her yerinde tarih olan bu eski saraydan en ufak bir eser bırakmamışlar..muhteşem tablolar vardı..işlemeli tavanlar merdivenler..yüksek kapılar..avizeler..kimdir bunun sorumlusu bilmek istiyor bu okulunmezunları vede bu tarihi yok etme hakkını nasıl buldular???çok üzgünüz

ece idil

maalesef,aynı duyguları sizinle paylaşıyorum.sizin bitirdiğiniz yıl ben de orta okulu bitirmiş,sonra yukarıda alel usul inşa edilen okula benzer sevimsiz yapıya geçmiştik.benim aklımdaki okulum,fındıklıdır.içim acı doludur.geçmişim yok olmuştur.halen MSGSÜ ne bağlı konservatuar biriminde görevliyim ve bu yapıya girip çıktıkça anılarımı tazelemeye çalışıyorum,betonlar üstüme geliyor.kayıp değerlerimiz,sahne,kafes,taş kantin,rıhtım,merdiven üstü lisan odaları,varak tavanlar…. yalnızca hayallerimizde kaldı.

Firuze Tan

Okuduklarımdan dolayı çok üzgünüm..Muhteşem bir eserdio merdivenlere o tavanlara ve kapılara nasıl kıydılar??? kimler bu kararı verdi iyi ki görmedim Okulumun bu son halini, ne kıymet ve değer bilmez bir Millet olduk….

Nadire can

Artık bu kıyımlara bir son verilmeyecek mi, vatan kiymeti bilmeyenler yurt dışına bir gidip,değmeyecek kişileri nasıl baş tacı ettiklerini bir görmeliler.Bu nasıl bir vefasızlık tır? Ecdadın kıymeti bu kadar mı az bir dolar düşünce gündemi isgal edebiliyor da tarih kıyımına kimsenin kılı kıpırdamıyor !!!

ömer faruk

ilk yazılan yorum haliyle görmedim burayı.02-09 mezunu mimarım..yanmış okul bu belki engellenemeyecek bir durum olabilir sonuçta zarar görmüş.ahşap olan bu saray yanmış bitmiş kül olmuş.betonarme yapılmış sonrası.ne kadar keyif verici değilse de yerleşkesinin güzelliği,rıhtımında oturup çay içmesi bu karanlığı kapatıyordu..

hem yalnızca burada da değil o değişimler..tarihe vefasızlık ülkemizin her noktasında..eser bırakmadılar,aslından ettiler ve yeni yüz kattılar.bazısı da yıkıldı..

bakınız yapılan bu değişimin adını da yazalım da ne kadar şaşıracaksınız..bizleri topla tüfekle yenemeyeceğini anlayan batı sinsi bir şekilde içimize girerek ders olarak okutturduklarıyla başarı sağladı..bunun dersini bütün üniversite mimarlık fakülteleri alıyor.dersin adıysa :

restorasyon.. geçmiş bitti yarınlara ne cevap verilecek..

saygılar…

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir