Yenikapı Mevlevihanesi
Yenikapı Mevlevihanesi, Zeytinburnu’nda Topkapı surları dışında, Merkez Efendi Caddesi ile Mevlevi Tekkesi Sokağı arasındaki parselde bulunur. İstanbul’da Mevleviliğin merkezi konumundaki bu Mevlevihane, semahanesi, selamlığı, haremi, türbesi, somathanesi, muvakkithanesi, hünkar mahfili, matbah-ı şerifi, sarnıçları ve müştemilat ile bir yapılar topluluğu içinde yer alır. Külliyenin batısında büyük ve doğusunda küçük olmak üzere iki tane haziresi bulunmaktadır.
İsmini, surların bir yöndeki kapılarından biri olan Bab-ı Cedid (Yenikapı)’den alan mevlevihanenin,kurucusu Katip, Kocayazıcı, Yeniçeri Efendisi unvanları ile tanınmış Yeniçeri Ocağı Başhalifesi Malkoç Mehmet Efendi’dir. Hafız Paşa’nın yanında Bağdat ve Revan seferlerine (1635) katılan Mehmet Efendi, dönüşte yeniçerilerle aralarında anlaşmazlık çıkmış ve öldürülmek istenmiştir. Bu badireyi atlattıktan sonra dönüşte Konya Mevlana Dergahı’nı ziyaret etmiş “İstanbul’a sağ salim gitmek nasip olursa, orada bir Mevlevi dergahı yaptıracağım” diye dua etmiştir. İstanbul’a dönüşünde de, dergahın yapımını başlatmış, 1597’de Mevlevihane’yi açmış ve Sinan Mevlevi’nin oğlu Kemal Ahmet Dede’yi şeyh yapmıştır.
Yenikapı Mevlevihanesi başlangıçta semahane, mescit, harem, sebil, türbe ve 18 derviş hücresinden meydana gelmişse de, kısa sürede gelişmiştir. Sonraki yıllarda bu yapılar yıkılmış ve yerlerini daha büyükleri almıştır. Tekke arazisine diagonal yerleşen moloz taş örgülü temeller üzerinde yükselen ahşap semahane-türbe, hünkar mahfili ve şerbethane 1816-1838 tarihleri arasında inşaa edilmiştir.
1851 senesinde ise, hazire duvarına Abdurrahman Nafiz Paşa’nın ampir üslupta, mermer kaplı kütüphanesi ve açık türbesi yapılmış, semahane arkasına da iki katlı ahşap bir konak görünümündeki harem bina edilmiştir. Harem, sofalar çevresindeki odalardan ve servis bölümündeki mutfak, fırın, kiler gibi bölümlerden müteşekkildir. Yine aynı sene içerisinde Paşa, II. Mahmut döneminden kalan girişin iki yanına ampir üslupta sekizgen muvakkithane ve bir sebil inşa ettirmiştir. Sebili günümüze ulaşamamıştır.
1903 yılında mevlevihanenin kütüphanesi altındaki mahzende bulunan odunlar tutuşarak kütüphaneyi yakmıştır. Bunun üzerine Mehmet Reşat 1910’da Mevlevihane’yi yeni baştan onartmıştır. Bu onarım işlerini Mimar Kemalettin Bey üstlenmiş ve bu kez dergah neo-klasik üslupta yapılırken, yanına bir de minare ilave edilmiştir.
Mevlevihanenin bazı bölümleri bilinmeyen bir nedenle 1961 yılında yeniden yanmış, yangından kalan yapılara Mevlanakapı Çocuk Yetiştirme Yurdu taşınmıştır. 1997’de ise ana binada çıkan yangın külliyenin yok olmasına neden olmuştur. UNESCO, Mevlana Celalettini Rumi’nin 800’üncü doğum yılı olan 2007’yi Dünya Mevlana Yılı ilan etmiş, bu bağlamda Yenikapı Mevlevihanesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından kapsamlı bir restorasyona alınmıştır. Mevlevihane 2010 yılında tekrar açılmıştır.
Linkler:
restoraturk.com
muze.semazen.net
ismail
vay be burada tam bir senem geçti yetiştirme yurdu olarak kullanılırken ben bu yurtta kaldım sene 1974..75