Bebek
Beşiktaş ilçesine bağlı bir semt olan ve Arnavutköy(http://www.degisti.com/index.php/archives/271) ile Rumelihisarı(http://www.degisti.com/index.php/archives/2588) arasında yer alan Bebek, İstanbul Boğazı’nın en güzel semtlerinden biridir. Engebeli bir arazi üzerine kurulu olan Bebek’in,doğusunda Sarıyer(http://www.degisti.com/index.php/archives/2612),batısında Beşiktaş yer almaktadır.
Geçmişi Hristiyanlık öncesi döneme kadar giden Bebek’in bilinen en eski adının,kaynaklarda değişik biçimlerde yazılan(Challae, Chilai, Khile) ve iskeleler anlamına gelen “Skallia” sözcüğünün bozulmasıyla oluşan “Hallai” olduğu ileri sürülmektedir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise Bebek ve Bebek ismine ait ilk bilgiler,İstanbul’un fethinin hemen öncesine gitmektedir.Rumeli Hisarı yapılırken, buradaki balıkçı köylerinin idari yönden Galata’ya(http://www.degisti.com/index.php/archives/19135) bağlı oldukları bilinmektedir.Fatih Sultan Mehmet’in kuşatma sırasında,asayişi sağlamak göreviyle,burada Bebek Çelebi lakaplı birini bölükbaşı tayin ettiği,Bebek Çelebi’nin semtte bir bahçe ve köşk yaptırdığı,ölünce de semtin Bebek ismiyle anıldığı, kaynaklarda geçer.
18.yüzyılın ilk çeyreğine kadar pek bilinmeyen Bebek,III.Ahmet(1703-1730) ve Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa zamanlarında ilgi gören bir yerleşim olmuştur.Bu dönemde Bebek Camii(http://www.degisti.com/index.php/archives/11462),Hümayunabad Kasrı, mektep, çeşme, hamam ve dükkânlar inşaa edilmiş;Türkler, Rumlar, Yahudiler, Gürcüler ve Ermeniler yavaş yavaş Bebek’de köşkler konaklar, yalılar yaptırmaya başlamışlardır.
19.yüzyılın ortalarında Bebek,sahilinde yalıların birbirini izlediği,tepelere doğru birkaç köşkün olduğu, yemyeşil yamaçlara yaslanan bir semt görünümündedir.Bebek’in yazlık bir yerleşim olmaktan çıkıp,sürekli yaşanan bir semt haline gelmesinde, 19.yüzyılın ortalarında buraya gelen vapur ve tramvay seferlerinin büyük etkisi olmuştur.19. yüzyılın sonlarından itibaren sahilde ve yamaçlarda yalılar, köşkler çoğalmıştır.
Kaynaklarda,20.yüzyılın ilk yarısında semtte,İngiliz,Fransız ve Amerikalıların da bulunduğu ama çoğunluğu müslüman halkın oluşturduğu belirtilmektedir. Bebek Vapur İskelesi’nin ve Bebek Camii’nin yanında, halen Mısır Konsolosluğu’na(http://www.degisti.com/index.php/archives/6627) doğru park olarak uzanan bölgede, 1908’de II. Meşrutiyet ilan edildiğinde, halka açık bir “Millet Bahçesi”, bir de deniz kenarına bir gazino yapılmış; Bebek Gazinosu diye bilinen bu gazino 1957-1958 arasında Bebek Meydanı yeniden düzenlenirken kaldırılmış, 1960’larda yeniden açılmış, nihayet 1980 sonrasında park yeniden tanzim edilirken gazino bütünüyle yok olmuştur.
1965-1970 sonrasındaki Boğaz tepelerini ve korularını tahrip eden hızlı yapılaşma sırasında, Bebek sırtlarının yeşili bütünüyle ortadan kalkmış; ahşap ve eski kagir evler yıkılarak yerlerine apartmanlar dikilmiş, Bebek, İnşirah yokuşu ile tepedeki Etiler’e bağlanmıştır. Güneydeki Küçükbebek kesimi kuzeydeki Büyükbebek kesimine oranla daha yoğun bir yerleşmedir. Akıntıburnu’ndan Aşiyan’a doğru sahilde pek az yalı kalmıştır. Buradan yoğun trafikli sahil yolu geçmektedir.
Bebek bugün,emlak fiyatlarının aşırı derecede yüksek olduğu,aynı isimli koyunda yatların,sürat motorlarının demirlediği,sahil yolunda sürekli yoğun bir trafiğe sahip bir yerleşimdir. Şık kafeleri,restoranları ve meşhur parkıyla Bebek, özellikle hafta sonları İstanbul’luların sosyal yaşamında önemli bir yere sahiptir.
Linkler:
Haluk Yiğiter
Güzel hazırlanmış, geçmişten günümüze yapısal değişim çarpıcı şekilde görülüyor. Geçmişte sahilde yer alan binaların (Sahilhane-Yalı)ilgili fotoğraflarda, kimlere ait olduğu bildirilseydi muhteşem olurdu…