Beykoz
İstanbul’un ilçelerinden biri olan Beykoz, Boğaziçi’nin(http://www.degisti.com/index.php/archives/511) kuzey kesiminde Anadolu yakasında, Küçüksu deresi ile Anadolu Kavağı arasında yer alır. Doğuda Şile,batıda İstanbul Boğazı, kuzeyde Karadeniz, güneyde Üsküdar(http://www.degisti.com/index.php/archives/1085),Ümraniye, Kartal(http://www.degisti.com/index.php/archives/17707) ve Sultanbeyli ile çevrilidir. Deniz seviyesinden 240 metreye kadar yükselen Beykoz’un, engebeli arazisini Riva, Küçüksu ve Göksu dereleri parçalamıştır.
Beykoz’un tarihi çok eskilere dayanmaktadır. M.Ö. 700’lü yıllarda,deniz yoluyla gelip Beykoz’u kendilerine yurt edinen Traklar, buraya ilk yerleşenlerdir.Traklar buraya krallarının adını vermiş ve yerleşime “Amikos” demişlerdir, ki Amikos Beykoz’un bilinen en eski adıdır. Beykoz,M.S. 395’e kadar Roma İmparatorluğu’na bağlı bir bölgeyken, Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesiyle, Bizans İmparatorluğu’nun egemenliği altına girmiştir.
1402 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılan ve Kocaeli beylerinin ikamet ettiği yerleşime, bu tarihten sonra bey ve koz ( farsça köy anlamında ) kelimelerinden türeyen “Beykoz “adı verilmiştir. Yörenin Türklerin hakimiyetine geçmesinden itibaren Beykoz, Osmanlı padişah ve vezirleri için yüzyıllarca av ve eğlence merkezi olmuştur.
Beykoz’da günümüze kadar ulaşabilen, Hidiv Kasrı, Küçüksu Kasrı, Anadolu Hisarı, İskenderpaşa Camii, İshakağa Çeşmesi gibi birçok tarihi eser bulunmaktadır. Eskiden Üsküdar’a bağlı bir yerleşimken, Cumhuriyet’in ilanından sonra ilçe olan Beykoz, bugün de Anadolu yakasının şirin ilçelerinden biridir.
Salih KEÇE
tek bir cümle ile İstanbul’un incisidir Beykoz! saygılar…