Bağdat Köşkü,Topkapı Sarayı’nda(http://www.degisti.com/index.php/archives/956),köşklerin bulunduğu dördüncü avluda yer alır. Yapı, IV.Murat’ın Bağdat zaferi hatırasına 1639 yılında,mimar Kasım Ağa tarafından inşaa edilmiştir. Padişahın kahvesini içtiği dinlenme mekanı olması yanında, önemli tarihi olaylara da tanıklık etmiştir.

Üstü kubbe ile örtülü köşk,sekiz cephelidir,dört girinti, dört çıkıntı ve kubbe saçağı ile orjinal bir mimariye sahiptir. Kesme taştan geniş ayaklar üzerine oturtulmuştur ve dış cephesi renkli mermerler ve çinilerle tezyin edilmiştir.Köşkün asıl kapısı dışında,üç kapısı ve yirmi iki penceresi bulunmaktadır.Kapilar, pencereler ve dolaplar fildisi ve sedeflerle, duvarlar ve kemerler çinilerle bezenmiştir. Revaklarını oluşturan kemerler beyaz mermer ve kırmızı hereke taşından örülmüştür.

Oldukça güzel ve önemli bir kütüphanesi de bulunan Bağdat Köşkü’nün, içi adeta bir çini müzesi gibidir.İç mekandaki bu süslemelerin bir kısmı IV. Murat’ın vefatından sonra yapılmıştır. Tavan süslemelerindeki klasik üsluba karşın cephe kaplama biçimlerindeki yenilik,köşkte yeni arayışlarında denendiğini göstermektedir.

17.yüzyılın çinicilik,billurculuk,camcılık,sedefcilik,nakkaşlık ve hattatlık sanatının en ince ve en başarılı örneklerini Bağdat Köşkü’nde görmek mümkündür.Süslemelerdeki ayet-i kelimeler,sarayın ünlü hattatlarından Tophaneli Mahmut Çelebi tarafından yazılmıştır.

I.Abdülhamit ve III.Selim dönemlerinde has odanın kütüphanesi olarak kullanılan köşkün,I.Abdülaziz zamanında  revakları arası ahşap doğramalı camla kapatılmıştır.  V.Reşat döneminde(1912),revaklar arasındaki ahşap doğramalar kaldırtılmış,1939′da revakların arası,demir doğramalı camekanlarla kapatılmıştır. 1972 yılında,bu demir doğramalar da kaldırılmış,Bağdat Köşkü bugünkü görünümüne kavuşmuştur.

Yapı son olarak,2006 yılı sonunda alınan karar ile İl Özel İdaresi tarafından,İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü denetiminde restore edilmiştir.