Çengelköy
Çengelköy,Boğaziçi’nin(http://www.degisti.com/index.php/archives/511) Anadolu yakasında,Beylerbeyi(http://www.degisti.com/index.php/archives/1196) ile Vaniköy arasında,tarihi dokusunu nispeten koruyabilmiş, Üsküdar`a(http://www.degisti.com/index.php/archives/1085) bağlı bir semttir.Çengelköy’e ilk olarak birinci koy anlamına gelen”Protos Diskos” daha sonra da “Ta metanias “(Tövbekarlar) adı verilmiştir. Bizans döneminde,İmparator Justinien`in karisi Sophia için yaptirdigi saraydan dolayı “Sophianae” olarak adlandırılan semt,Osmanlı döneminde gemi çapaları burada yapıldığı için Çengelköy olarak adlandırılmıştır.
11.yüzyılın başlarından itibaren Çengelköy,üst seviye din adamı anlamına gelen“Singelos” kelimesinden türeyen “Singelköy” ismiyle anılmaya başlanmıştır. Çengelköy’ün Osmanlı egemenliğine girmesinden sonra Mısır’dan bölgeye göç ederek yerleştirilen Pekmani Aşireti,semtin tarihinde önemli bir yere sahiptir. 17.yüzyılda Üsküdar ile birlikte boğazın önemli yerleşimlerden biri olan Çengelköy,Lale devrinde büyük bir gelişme göstermiş;Osmanlı ermenileri bu asırdan itibaren Çengelköy’e yerleşmeye başlamıştır. Gene aynı yüzyılda semtin isminin,köyde bulunan çengeller ve çengel ustaları sebebinden değil; köye yerleşerek camii yaptıran “Çengeloğlu Tahir Paşa”dan ileri geldiği söylenmektedir.
17. ve 18.yüzyıllarda Osmanlı Padişahları için Çengelköy,en gözde sayfiye ve av yerlerinden biri olmuştur.Avlanmak dışında padişahlar özellikle Çengelköy ile birlikte anılan meyveler için de buralara gelirlermiş. Bu dönemde Osmanlı sultanlarının Çengelköy’de,özel bahçeler, havuzlar ve meyvalıklar yaptırdıkları kaynaklarda sık sık geçmektedir.
19. yüzyılın başlarında,Çengelköy’de Ermeni ailelerinin sayısı hızla azalmaya başlamış;buna karşın Türk-Osmanlı nüfusunda kayda değer bir artış olmuştur. Kapu Çuhadarı Ömer Ağa, Sadrazam Yusuf Paşazade Mahmud Bey, Sabık Mimar Tahir Ağa, Sadrazam Yusuf Ziya Paşa, Sadrazam Laz Ahmet Paşa aileleri Çengelköy’e yerleşmeye başlamıştır.
28 Ağustos 1832`de Çengelköy`de çıkan büyük bir yangın bölgede büyük zararlara yol açmıştır.19.yy`ın ikinci yarısında Çengelköy,iyice gelişmeye ve değişmeye başlamış;vapur seferleri sayesinde insanlar Pazar kayıklarını daha az kullanmaya başlamışlardır. Semt bu dönemde üç kısma ayrılmıştır; Asıl Çengelköy, Yukarı mahalle ve Setüstü mahallesi. Balıkçılık gelişmiş, sebze- meyve üretimi artmıştır,ki Çengelköy’ün özellikle salatalığı başta olmak üzere kiraz ve ayvası günümüzde bile meşhurdur.
Her dönem İstanbullular için önemli bir semt olan Çengelköy,bugün de,bahçesinde asırlık çınar ağacı bulunan “Çınaraltı”yla, yeşiliyle, muhtaşem boğaz manzarasıyla, tarihi yalılarıyla,İstanbul`un en şirin semtlerinden biridir.
Salih Ilgaz
Sayın Filiz-N.ÇiğdemGündüz; Sizlere ve bu siteyi haberdar eden kardeşim Hakan Akgül’e vede aydınlatıcı bilgilerinden,uslubundan imrenerek faydalandığım,Reşit Çengeloğlu beyefendiye teşekkürlerimi sunuyorum.Sultan Ahmet teki hadise benimde içimi acıttı haberi izlediğimde.Ne şanssızız ki her dönem olduğu gibi iktidar yakınlar Allahtan korkmadan-kuldan utanmadan futursuzca kamu haklarına tecavüze devam ediyorlar göz göre göre.Bakayım ne var yok derken fark edemedim işigücü unuttum kaldım sitenin içinde.Doğma-büyüme,halende Mecidiyeköylüyüm,hasbel kader semtimle ilgili hatıralarımı paylaşırım inşaallah nasip olursa kısa ürede.İyiki varsınız,”aydınlatan” aydınların tümüne şükran ve saygılarımla.Salih Ilgaz
Admin: Aramıza katıldığınız için teşekkür ederiz Salih Bey. Zamanla, anılarınızı buradan bizlerle paylaşırsanız; biz de memnuniyetle okuruz. Saygılarımızla…