degisti.com

zamanla her şey değişir…

İstanbul Boğazı

İstanbul Boğazı

İstanbul Boğazı,Marmara Denizi ile Karadeniz’i birbirine bağlayan 29.9 kilometre uzunluğunda bir su geçitidir. Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan boğaz, İstanbul’u, Anadolu yakası ve Avrupa yakası olmak üzere ikiye böler. İstanbul Boğazı’nın iki yanındaki yerleşimlere Boğaziçi denmektedir. 1Mayıs 1982’de yürürlüğe giren İstanbul Liman Tüzüğü uyarınca, İstanbul Boğazı’nın güney sınırı; Ahırkapı Feneri’ni(http://www.degisti.com/index.php/archives/950) Kadıköy(http://www.degisti.com/index.php/archives/524) İnceburnu Feneri’ne birleştiren hat, kuzey sınırı; Anadolu Feneri’ni Rumeli Feneri’ne birleştiren hat olarak belirlenmiştir.

Genel olarak İstanbul coğrafyası ve İstanbul Boğazı 4.Jeolojik zamanda oluşmuştur. Fakat İstanbul Boğazı’nın nasıl oluştuğu sorusuna kesin yanıt verebilecek dünyaca kabul görmüş bir görüş yoktur. Bugüne dek yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda ağır basan kanı, jeolojik açıdan İstanbul Boğazı’nın deniz suları ile dolmuş bir fay çöküntüsü olduğu yönündedir.

Bizanslılar Boğaz’a, öküz ya da inek geçiti anlamına gelen “Bosporos”  demişlerdir, ki bu ad Zeus’un,İo’ya adında bir kıza aşık olmasını anlatan Yunan mitolojisinden bir olaya dayanmaktadır. Bosporus’un kökenine ilişkin ortaya atılan bir başka görüş de,sözcüğün yunanca ışık saçan, fosforlu anlamına gelen Fosforos’dan türediğidir. İstanbul Boğazı batı dillerinde hâlâ bu isimle ya da bu ismin değişik biçimleriyle bilinmektedir. Eski Türk kaynaklarında ise İstanbul Boğazı’nın Halîc-i bahr-i rûm (Marmara Denizi Boğazı) , Halîc-i bahr-i siyâh (Karadeniz Boğazı), Halîc-i konstantiniyye (Konstantiniye Boğazı), Merecü’l bahreyn / Mecma’ül bahreyn (iki denizin birleştiği yer) ve İslâmbol Boğazı gibi isimlerle anıldığı görülmektedir.

İstanbul Boğazı’nın girintili-çıkıntılı yapısı hemen her bölgede kendini göstermektedri.12 keskin kıvrımı bulunan Boğaz’ın kıyılarında,geniş düzlükler bulunmamaktadır.Boğaz’a bakan en önemli yükselti 252 metre yüksekliği ile Büyük Çamlıca Tepesi’dir.Karadeniz’e İstanbul Boğazı, Ege Denizi’ne Çanakkale Boğazı ile bağlanan İstanbulBoğazı’nın en dar yeri, Kandilli Burnu ile Aşiyan Burnu arasıdır(698m.).  En derin yeri Bebek(http://www.degisti.com/index.php/archives/285) ile Kandilli(http://www.degisti.com/index.php/archives/2507) arasıdır(120m).Boğaz’da ortalama derinlik ise 65m. dir.Boğaziçi’nde ve İstanbul Boğazı’nda genel olarak Akdeniz ikliminin özellikleri görülmektedir.Boğaz suyunun sıcaklığı genel olarak hava sıcaklığı ile aynı değerlerde seyreder.

Boğaz kıyıları,tarih boyunca değişik uygarlıklara ev sahipliği yapmış;İ.Ö.685’de, Megera’dan gelen Yunanlıların bugün tarihi yarımada olarak adlandırılan bölgede bir şehir devleti kurmasıyla, gelişerek büyümüştür. İstanbul Boğazı Türk kültüründe ve günlük yaşamında 18. yüzyıldan itibaren etkili olmaya başlamış;Boğaziçi’nde pek çok noktada Osmanlı sultanlarına hasbahçeler, gezi parkurları oluşturulmuştur. Özellikle Lale devrinde,oğaz’ın en seçkin noktalarına kasırlar,konaklar yaptırılmıştır. 19.y.y.da da Boğaz önemini korumuştur. Tepelerde oluşturulan korular, parklar ve kıyılara yaptırılan mimari bakımdan batı esintileri taşıyan sahilsaraylar bu dönemin en belirgin özellikleridir.

Uluslararası deniz taşımacılığının yapılabildiği en dar geçit olan İstanbul Boğazı’nın üzerinde Boğaziçi Köprüsü(http://www.degisti.com/index.php/archives/4219) ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü bulunmaktadır. Boğaz, Karadeniz’e kıyısı bulunan Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya ve Ukrayna için Akdeniz’e ulaşmanın tek yoludur. Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi’yle birlikte İstanbul Boğazı’nın egemenlik hakları, 20 Temmuz 1936’da imzalanan Boğazlar Sözleşmesi ile belirli kurallar ışığında Türkiye’ye verilmiştir.

İstanbul’un simgelerinden biri olan Boğaziçi, gerek şehrin gerekse ülkenin yurtdışı tanıtımlarında baş öğelerden biri olarak kullanılmaktadır.Günümüzde Boğaziçi’nde 7 ilçe vardır. Bunlar; Avrupa Yakası’nda Fatih,Beyoğlu,Beşiktaş,Sarıyer,Anadolu Yakası’ndaysa Üsküdar,Kadıköy ve Beykoz’dur.

 

 

 

istanbul_bogazi_ucuncu_kopru_insaasi_mayis_2014

 

 

 

 

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

One comment

Azmi Güran

Dünyada ve Türkiye’de son 50 seneden beri artan korkunc nüfus patlamasi Istanbul’da da tesirini gosterdi. Zamaninda alinmayan tedbirlerin neticesinde, icinden cikilmaz meseleleriyle, basta trafik olmak uzere, Istanbul insan seli akan nehre dondu. Butun bu sikintilara ragmen, 559 sene harp yuzu gormeyen, ikinci cihan harbinde tek bir gun bile bombalanmayan dunyanin bu guzel sehrini, biz Turk milleti, Turkiye’yi yaratan ve Turk milletini tarihe gomulmekten kurtaran ve Istanbul’u tekrar bize kavusturdugu icin, Istanbul’un ikinci ve son fatihi Mustafa Kemal Atatürk’e borcluyuz. Kiymetini iyi bilelim, cunku butun dunyanin gozu burada.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir