degisti.com

zamanla her şey değişir…

Kadıköy Altıyol

Kadıköy Altıyol

 

Kadıköy, Anadolu yakasında, Boğaz’ın Marmara’ya açılmaya başladığı kıyılarda yer alan İstanbul’un önemli ilçelerinden biridir. Doğuda Ataşehir ve Maltepe, kuzeyde Üsküdar(http://www.degisti.com/index.php/archives/1085), güneyde ise Marmara Denizi ile çevrelenmiştir.

Kadıköy ilçesinde Göztepe(235 m.), Acıbadem, Fikirtepe, Altıyol, Küçük Moda ve Koşuyolu, bölgenin önemli tepe noktalarıdır.

Kuşdili Caddesi, Bahariye Caddesi ( http://www.degisti.com/index.php/archives/10781#more-10781 ) ve Söğütlüçeşme Caddesi’nin kesiştiği nokta Altıyol olarak adlandırılır. Eskinin mesire yeri Altıyol, bugün Kadıköy’ün en kalabalık, en merkezi noktalarından biridir.

kadikoy_altiyol

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

9 comments

ayfer

Son fotoğraf müthişşşşş:))

FIKRET BÖRE

1955-1957 yillari arasinda, KURBAGLI DERE agzinda PISI BALIKLARI tutardik!
Kiralik botla KALAMIS PLAJI önlerinde de iri kefaller vururdum zipkinla!
Botla biraz ileriye acildigimda, sirti ile BOLCA 2 KG USTUNDEKI KIRLANGICLARI tutardim!
Kurbagli deresi agzinda da SERPMECI lidaki tutardi!
Geriye birsey kaldi mi !?

kerem saltok

Bakıyorum kimse Altıyol için birşeyler yazmamış
hep söz verdim Filiz ve Çiğdem hanımlara yine bir şeyler karalayacağım diye…Altıyolun altı ayrı anlatımı olmalı öyle ya altı cadde ve sokak
ben bugün Moda tarafından iskeleye doğru inerken hatırladıklarımı paylaşayım sizinle…..
Resim galerisinin başlarındaki o kilisenin bahçe
sinin ağaçsız haline yetişmedim ama ağaçlardaha sekiz on yıllıktan beri o yolu kullandım…Moda
tarafından inerken genelde sol kaldırımı kullanır herkes dolayısıyla sütlü tatlıları ile
meşhur Ankara pastahanesinin önünden geçmeniz mecburi gibidir,benim bildiğim 50 yıldan fazladır ki o pastahane orada umarım daha uzun yıllar bu vahşi şehirleşme furyasına kurban olmaz…Pastahanenin önünden sola baktığınızda ,yorgancı Ramiz’in köşedeki yorgancı dükkanının vitrinini görürdüdünüz içinde mutlaka Ramiz veya ekibinden birileri harıl harıl birşeyler yaparlardı duvarlarda çeşit çeşit değişik kumaşlardan yorganlar asılı
dururdu tabii en göz alıcıları atlas gelin yorganları idi,millet şimdiki gibi uydur kaydır sentetik kepaze şeylere bakmazdı bile hoş o zaman herşey şimdiki dejenerede olmamıştı,laf aramızda benim bile hala tek kişilik Ramizin diktiği sarı poplin yorganım bir köşede duruyor.
Ramiz’in dükkanıköşede idi oradan yukarı arnavut kaldırımı bir yokuş çıkardı…o yokuştan
sonra etrafı duvarla çevrili İETT.nin arsası ve
meydan köşesinde Altıyol ve Bahariye caddesinin
bir kısmını besleyen trafo binası vardı o zamanki adı ile “muhavele merkezi”…Buradan sonrası Altıyol meydanı idi…Şimdi bir “Boğa”meydanı lafı tutturmuşlar…palavra o
boğa Kadıköyün simgesi idi ve İskele meydanında
şimdi kafeterya olan Mobil benzin istasyonunun
önünde dururdu…..her neyse…..Trafoyu geçince” foto Suat” fotografhanesi vardı,Kadıköy
ün 4 belli başlı fotografçısından biri…..yanın
da “Yüncü Uncuyan”nın dükkanı oğlu Harutyun sınıf arkadaşımdı ve yanında galiba halada var olan bir büfe…meydanın ortasında hakikaten bir trafik polisi noktası vardı…ama o zaman sanmayınki bugünkü trafiğin belki 20 de biri idi
yani yaşanacak halde idi Kadıköy….yine sol taraftan devam ederseniz caddede Rasimden evvel
adını şu an hatırlayamadığım,sonraları Yakacıkta
bir işletme açan birinin pastahanesi vardı….
Yanında şapkacı Marsel’in dükkanı sahibimi yoksa işletmecisi mi “Barur Bezezyan”kalantor
boylu boslu orta yaşlı bir Ermeni vatandaşımız dı…hoş o zamanlar Altıyol esnafının pek çoğu
Rum veya Ermeni vatandaşlarımızdı mesela onun
karşısında ve hala var olduğunu sandığım “Goncagül”mağazasının sahibide ha keza
Ermeni idi……….devamı gelecek……

kerem saltok

Sol kaldırımı takip ederek soldaki ilk sokağın köşesine gelelim,arkamızda kapısı çaprazda kalan bir eczahane vardı orada…..karşıya baktığınızda şimdi gerenti bankasının bulunduğu
ada ve terlikçilerin bulunduğu bir ucu Halitağa caddesi ile birleşen bir ara sokak vardı…o zamanlar terlik alacaksanız mutlaka o sokağa uğramanız gerekirdi yan yana belki 8/10 terlikçi
dükkanı vardı,çeşit çeşit,kalite,kalite…..
Caddede o blokta ilk dükkan “Masrafçı” idi her türlü terzi malzemesi satardı özellikle enstitü talebelerinin uğrak yeri idi…dükkanın girişinde de genelde bir Rum kızı çorap çekerdi
şimdikiler çorap çekmek nedir bilmezler…o devir şimdiki gibi giy,çıkar,al devri değildi ik
tisad idare diye bir şey öğretilirdi insanlara
Şimdi özellekle Özal denen nam zatın devrinden beri tüket..tüket…tüket yloktu o devirde neyse
Masrafçının yanında Kadköyün belli başlı korsecisi dükkanı …tabii ben hiç içine girmedim ama vitrindeki,tam boy,skandal veya yarım korseleri hatırlarım…Şimdi Garanti bankasının yerinhde …bir zamanlar var olan “Emniyet Sandığı”nın Kadiköy şubesi vardı..
tabii bugün Emniyet Sandığının adını bile hatırlayan yoktur…O köşeyi Yeldeğirmenine giden Halit ağa Caddesi keserdi…yolu geçtiğnizde köşe “Tayyare piyangosu”Milli piyango” bayii vardı ve yanıda “Vefa Bozacısı”nı
Kadıköy bayii…bir kış gecesi özene bezene gidip bir sırça sürahi boza alıp eve dönmüştüm
tam bısıkletten inerken o sırça sürahi kaldırımın kenarına hafifçe dokundu ve bizin evin boza hayali sükuta dönüştü….biraz ilerleyince Kadiköyün ilk katlı konfeksiyon magazası “Türkmen”nin binası ve iyi aydınlatılmış vitrinini hatırlıyorum …ve…ilk
direkli iş hanı….mağazalar..dükkanlar,ofisler
o devirde bize ne devasa bir bina gibi gelmişti
az aşağıda tarihi çeşme eğer tarihçesini bulabilirsem ayrıca yazacağım….evet bu günde bu kadar…..

kerem saltok

Aylar oldu şu Altıyol’u bitiremedim değil mi
Önce şu Kadıköyün şimdilerde Altıyol’a bekçilik ettirilen “Boğa”sından başlayalım…bizim boğa Fransız heyheltraş İsidore Bonheuvre tarafından 1864 yılında yapılmış,sonra nasıl geçti bilinmez
boğa Almanların eline geçmiş ve 1917 de II Wilhelm tarafından Enver paşaya hediye edilmiş (kel alaka,Enver paşanın boğa ile ne ülsiyeti varmış bilinmez)ama o boğa 1940 larden 1980 lere kadar o zamanki iskelenin çıkışında Mobil benzin istasyonunun (o zamanki Soconi Vacum)önünde idi sonra Selami bey dostumuzun tavassutu
ile Altıyola taşınmış….O bahsettiğim çeşme Osmanağa camii karşısı az yukarısına rastlardı
Mısırlı Osman ağa çeşmesi tarihi 1600 lü yllar ve az aşağısında Sürmeli Ali paşa çeşmesi 1726
lı yıllar niye iki birbirine yakın çeşme bilemiyorum…ayrıca bugünkü Osmanağa camiinin yanındaki sokakta bir hamam ve hamama bitişik Cideliler kahvesi oradan bir kaç hayal meyal tanıdık….1600lü yıllara tarihlenen Osmanağa camii benim çocukluğumda kubbeli idi sanırım 1953teki Kadıköyde de şiddetle hissettigimiz Gönen depreminde kubbe hasar gördü bir süre camiiyi kapattılar ve sonra şimdi görülen çatısı yapıldı…..Camiinin tam karşısına rastlayan yol ki sonra ikiye ayrılan çatal yapar kerestecilerin mekanı idi galiba şimdi bile zamana direnen hala birkaç tane keresteci var…zaten o sokaklar ve caddeye paralel yol o zamanda nalburiye malzemesi satış noktaları idi
caddede sağ tarafta ilk binanın altında Emlak Kredi bankası(eski emlak eytam bankası)onun yanındakı binanın altında ise o zamanlar pek meşhur Odeon mağazası açılmıştı ve günün moda
78 lik taş plaklarınıda satardı…..Osmanağa camiinin yanında eskici pazarı sokağı devamında
yürüyünce malum Kadıköy çarşısına girilirdi az ileride ise hala varlığını sürdüren filizi yeşil boyalı (şimdi ne oldu bilemiyorum)Rıfat Sargın eczahanesi vardı ve sonra çifte fırınlar…bundan sonrası o zamanki Kadıköy hali ve İtfaiye binası (şimdiki konservatuar)
Altıyol bahsi için benden bu kadar…..

    zeynep

    Kerem bey, Osmanağa Camii karşısında çatallanarak keresteciler ve Aziziye hamamına kadar uzanan yolun, girer girmez hemen sağ tarafındaki simitçi fırınını hatırlar mısınız? Biz annemle Moda C. Milka’nın tam karşısındaki evimizden kalkar, oraya açma almaya giderdik. 64 yaşındayım, bırakın daha iyisini, bir benzerini bulamadım. Ayrıca çatalın ve halkanın tadı da hala damağımda…

      M.Ali

      Zeynep Hanım
      Sizinle yaşıtım.Paylaştığınız kısa anınız beni çok duygulandırdı.Ben de sizin gibi annemin elinde Kadıköy Çarşısındaki alışveriş sonrası eve dönüş güzergahımız üzerindeki bu fırına annemle birlikte uğramadan etmezdik.Açmasının ve halkaların tadını ben hala arıyorum. Fırın ” Aynalı Fırın ” diye anıldığını hatırlıyorum.

Osman Sabahattin Ayyüce

ŞAHANE BİR ÇALIŞMA…ELLERİNİZE SAĞLIK..YILLARDAN SONRA BENİ ISTANBULUMA, KADIKÖYÜME KAVUŞTURDUNUZ..AVUSTRAYADAN SEVGİLER…SELAMLAR..

Yılmaz Övünç

Kadıköy Çarşısı’nda lokman fırını vardı.O zamanlar tepside balık hazırlar fırına verirdik.Birkaç saat sonra geri alırdık.O fırında pişen başlığın tadına doyum olmazdı.Lokman fırının biraz yukarısında küçük bir dükkan vardı.Burada bir yaşlıca bir adam kesekağıdı yapıp satardı.Maluk o zamanlar poşet yoktu.Çarşı pazara gidenler file kullanırlardı.Bu kesekağıdı dükkanında çok ucuz fiyata kullanılmış dergi ve kitaplar da olurdu.Ben de oradan birhayli şerlok Holmes ,Arsen Lüpen polisiye hikaye cüzleri satın almıştım.Bu dükkanın tam karşısında Altıyol’a çıkan bir ara sokak vardı.Foto Simon kapısının önündeki seyyar makinesi ile vesikalık fotoğraflar çekerdi.Çok güzel yetişkin bir kızı vardı.Birgün vesikalık fotoğraf çektirmek için gitmiştim.O sırada çektirdiği fotoğrafı beğenmeyen bir hanım Foto Simon’a bağırıp çağırıyor ” Be adam böyle resim mi olur maymuna benzetmişsin ” diyordu.Foto Simon ise vesikalık fotoğrafın haftalık rötüşlü resim kadar kaliteli olamayacağını anlatmaya çalışıyordu.Bu arada hanım oradan iyice uzaklaşmıştı.Foto Simon ” be hanım ben ne yapayım sen nasılsan bu makinede öyle çıkarsın,beğenmiyorsan haftalık çektir rötuş yaptır”diye bağırmaya başlayınca kızı gelip onu teskin etmişti.Hey gidi günler hey..

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir