degisti.com

zamanla her şey değişir…

Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı

Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı

Hekimbasi_Salih_Efendi_Yalisi_1978_Istanbul_un_yalilari

Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı, Anadoluhisarı(http://www.degisti.com/index.php/archives/15495) ile Kanlıca(http://www.degisti.com/index.php/archives/6873) arasında yer alır. İlk binası XVIII.yüzyıl sonu, bugünkü binası ise XIX. yüzyılın ilk yarısında inşaa edilmiştir. Harem ve selamlık bölümlerinden müteşekkil yalının, günümüze yalnızca harem kısmı gelebilmiştir. Selamlık kısmı Hekimbaşı’nın ölümünden sonra hissedarları tarafından satılmış ve  yerine modern bir yalı yapılmıştır. Harem kısmında ise Salih Efendi’nin torunu Mehlika Gökpınar yaşamaktadır.

Hekimbaşı Salih Efendi, Sultan II. Mahmut (1808–1839) zamanında açılan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin ilk mezunlarındandır. Sultan Abdülmecit’in (1839–1861) Hekimbaşılığı’na getirilmiş olan Salih Efendi otlardan ve çiçeklerden yaptığı ilaçlarla da tanınmıştır.

Hekimbasi_Salih_Efendi_Yalisi_1992_Istanbul_un_yalilari

Yalının ilk sahibinin kim olduğu bilinmemektedir. Hekimbaşı Salih Efendi iki oda, bir sofa düzenindeki bu yalıyı satın aldıktan sonra yalıyı genişletmiş, kuzey kısmı selamlık, güney kısmı da harem konumuna getirtmiştir. Salih Efendi’nin ölümünden sonra iki blok halindeki harem bölümü, üçüncü eşi Payidar Hanım’a ve kızları Sakibe Hanım’a geçmiştir. Daha sonra bu bölüm Mehlika Hanım’ın mülkiyetine, kuzeydeki selamlık kısmı Mehlika Hanım’ın teyzesi Übeyde Hanım’a geçmiştir. Übeyde Hanım kuzeydeki selamlık bölümünü XX. yüzyılın başlarında yıktırarak, bahçe haline getirmiştir.

Hekimbaşı Yalısı’nın günümüze gelen, aşı boyalı harem kısmı, yan yana üç ayrı bölümden meydana gelmiştir. Bu bölümlerden biri üç, biri iki,diğeri tek katlıdır. Üzeri ahşap çatılı olan Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’nın, birbiri ile uyumlu olmayan dikdörtgen pencereleri bulunmaktadır. Üç katlı bölümün alt katında ortada, ince uzun üç pencere vardır. Bu pencerelerin iki yanındaki kapılardan rıhtıma çıkılmaktadır.

Üç katlı yapının orta katı, ahşap direklerin taşıdığı balkonla denize açılmıştır. Üst katta da, yine dikdörtgen beş pencere yer alır. Yanındaki iki katlı olan bölümün alt ve üst katında üçer pencere, tek katlı olan kısımda üç, tek katlı kısma bağlı olan geriye çekilmiş kısımda ise iki pencere bulunmaktadır. Üç katlı yapının plan düzeninde, ortada bir sofa ve çevresinde de küçük yüklükler bulunmaktadır. Yalının üst katı tamamen sofaya açılan yatak odalarına ayrılmıştır.

Behçet Ünsal 1990 yılında yalının mimari biçimiyle ilgili şunları demiştir: ”Röleve planına bakıldığında halihazır durumunda karakteristik bir kompozisyon görülmemektedir;merdiven biçimi ise günümüz apartman merdivenlerini andırmaktadır, ve de eklenen WC mahalleri ise tam bir aykırılık arz etmekte bulunuyor. Zaman zaman yapılan tadillerin sonucunda özgün yalı bu hale dönüşmüş olmalıdır. Ama mutfak ve hamam bölümü bugün de eski halinde durmakta, bitişik nizamda(gelenek dışı) bir örnek teşkil etmektedir: Gerek yapı biçimi gerek döşemesi ile…Bunun gibi deniz cephesi de kitlesel ayrılıklar arz ederek yükselmektedir. Ve soldaki üç katlı kitlede özellikle orta katın direkli elevasyon ve alt katın kemerli pencere düzeni cephe birliği ile uyuşum halinde olmadığı gibi Boğaz yapı geleneğine de aykırı görünmektedir…”

Güney yönündeki kayıkhane, bugün kömürlük olarak kullanılmaktadır. Yalının ön cephesi çürümüş olduğundan, 1978 yılı yazında Taç Vakfı’nın teknik sorumluluğunda yenilenmiştir. 1980’li yıllarda ise denize doğru kayma gösteren yalının önüne boydan boya, dokuz adet ayağın üzerine oturtulmuş bir rıhtım yapılmıştır.

hekimbasi_salih_efendi_yalisi

 

 

Kaynakça:

Erdenen Orhan, Boğaziçi Sahilhaneleri I Anadolu Yakası, İBB Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul 2006, s.124-128

hekimbasiyalisi.com

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

3 comments

zerhan gökpınar

“Behçet Ünsal 1990 yılında yalının mimari biçimiyle ilgili şunları demiştir: ”Röleve planına bakıldığında halihazır durumunda karakteristik bir kompozisyon görülmemektedir;merdiven biçimi ise günümüz apartman merdivenlerini andırmaktadır, ve de eklenen WC mahalleri ise tam bir aykırılık arz etmekte bulunuyor. Zaman zaman yapılan tadillerin sonucunda özgün yalı bu hale dönüşmüş olmalıdır. Ama mutfak ve hamam bölümü bugün de eski halinde durmakta, bitişik nizamda(gelenek dışı) bir örnek teşkil etmektedir: Gerek yapı biçimi gerek döşemesi ile…Bunun gibi deniz cephesi de kitlesel ayrılıklar arz ederek yükselmektedir. Ve soldaki üç katlı kitlede özellikle orta katın direkli elevasyon ve alt katın kemerli pencere düzeni cephe birliği ile uyuşum halinde olmadığı gibi Boğaz yapı geleneğine de aykırı görünmektedir…” Yalıda değişik dönem tadilatları ile eklenen herhangi bir WC bölümü yoktur, eski WC’lerdeki alaturka taşlar alafrangaya dönüştürülmüştür.

zerhan gökpınar

Merhaba, ben Zerhan Gökpınar, Hekimbaşı Salih Efendinin en küçük kızı Sakibe hanımın 2 torunundan biriyim,halen ailecek yazları bu yalıda yaşıyoruz. Sn. Behçet Ünsal’ın dediği gibi, değişik dönem tadilatları ile yalıa herhangi bir WC eklemesi yapılmamıştır, sadece alaturka tuvalet taşları alafranga düzene çevrilmiştir.Evin içindeki merdiven düzeni orijinal merdivenler olarak muhafaza edilmiştir. Çok eskilerde daha aşağıda olan bahçe-sokak girişi, zaman içinde devamlı yükseltilen cadde seviyesine uymak gerekliliği nedeniyle mecburen yükseltilmiş, ancak gene eski haline uygun 2 yana açılır şekilde Sakibe hanım tarafından yapılmıştır.Bizim yaptığımız herhangi bir değişiklik yoktur. Bunun yanısıra Hekimbaşı Salih efendi halen yaşarken mirasını taksim etmiş, yukarıda yazıldığı gibi Selamlık bölümü Hekimbaşının büyük kızı Übeyde hanıma değil, ortanca kızı Meliha hanıma geçmiştir, Selamlık bahçesi büyük kızı Übeyde hanıma, şu an yaşadığımız Harem bölümü ise eşi Payidar hanıma verilmiştir, bu taksimden sonra doğan küçük kızı Sakibe hanım için Hekimbaşı, eşi Payidar hanıma verdiği Harem bölümünü vermeye karar vermiştir. Selamlık bahçesi Übeyde hanımn çocukları tarafından 1964 yılında satılmış, Selamlık bölümü ise Hekimbaşının ölümünden bir süre sonra, tamir gerektirdiği gerekçesiyle ortanca kızı Meliha hanım tarafından satılmak istenmiş, küçük kızı Sakibe hanım satın almak isteyince “ail arasında satış yapmam” gerekçesiyle yıkıcıya verilmiş ve satılmıştır. Babasının mirasına saygı duyan tek kızı Sakibe hanım, yaşamını bu yalıya adamış, kızı Mehlika hanım ve torunları Zerhan ve Süveyda hanımlara bu sevgiyi aşılayarak, yalının bu günlere gelmesini sağlamıştır, Zerhan ve Süveyda hanımlar da evlatları Burak ve Zeynebe aynı sevgiyi aşılayarak, onların da bu yalıyı korumak amacıyla sevgi ile canla başla çalıştıklarını görmek ayrıcalığına kavuşmuşlardır. Hekimbaşı Salih Efendi yalısı tüm Boğazda ilk sahiplerinde kalan 3 yalıdan biridir, o nedenle biz ailecek bu evde yaşarken, yalı ile ilgili yazı yazan değerli kişiler neden “kaynakça” olarak bize de başvurmazlar, hiç anlamadığımız gibi, bu davranışa üzülüyoz da aynı zamanda.Örneğin annemin soyadı Gürpınar değil GÖKPINAR’dır, bunun gibi bir sürü örnek var. Bu yazıda Hekimbaşı Salih efendinin tıp fakültesindeki fransızca olan eğitim dilinin türkçeye çevrilmesini sağlayan bir değeri kişi olduğundan da bahsedilmemiş vs.vs. Ailem adına Sevgilerimle Zerhan Gökpınar

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir