Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı, Anadoluhisarı(http://www.degisti.com/index.php/archives/15495) ile Kanlıca(http://www.degisti.com/index.php/archives/6873) arasında yer alır. İlk binası XVIII.yüzyıl sonu, bugünkü binası ise XIX. yüzyılın ilk yarısında inşaa edilmiştir. Harem ve selamlık bölümlerinden müteşekkil yalının, günümüze yalnızca harem kısmı gelebilmiştir. Selamlık kısmı Hekimbaşı’nın ölümünden sonra hissedarları tarafından satılmış ve yerine modern bir yalı yapılmıştır. Harem kısmında ise Salih Efendi’nin torunu Mehlika Gökpınar yaşamaktadır.
Hekimbaşı Salih Efendi, Sultan II. Mahmut (1808–1839) zamanında açılan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin ilk mezunlarındandır. Sultan Abdülmecit’in (1839–1861) Hekimbaşılığı’na getirilmiş olan Salih Efendi otlardan ve çiçeklerden yaptığı ilaçlarla da tanınmıştır.
Yalının ilk sahibinin kim olduğu bilinmemektedir. Hekimbaşı Salih Efendi iki oda, bir sofa düzenindeki bu yalıyı satın aldıktan sonra yalıyı genişletmiş, kuzey kısmı selamlık, güney kısmı da harem konumuna getirtmiştir. Salih Efendi’nin ölümünden sonra iki blok halindeki harem bölümü, üçüncü eşi Payidar Hanım’a ve kızları Sakibe Hanım’a geçmiştir. Daha sonra bu bölüm Mehlika Hanım’ın mülkiyetine, kuzeydeki selamlık kısmı Mehlika Hanım’ın teyzesi Übeyde Hanım’a geçmiştir. Übeyde Hanım kuzeydeki selamlık bölümünü XX. yüzyılın başlarında yıktırarak, bahçe haline getirmiştir.
Hekimbaşı Yalısı’nın günümüze gelen, aşı boyalı harem kısmı, yan yana üç ayrı bölümden meydana gelmiştir. Bu bölümlerden biri üç, biri iki,diğeri tek katlıdır. Üzeri ahşap çatılı olan Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’nın, birbiri ile uyumlu olmayan dikdörtgen pencereleri bulunmaktadır. Üç katlı bölümün alt katında ortada, ince uzun üç pencere vardır. Bu pencerelerin iki yanındaki kapılardan rıhtıma çıkılmaktadır.
Üç katlı yapının orta katı, ahşap direklerin taşıdığı balkonla denize açılmıştır. Üst katta da, yine dikdörtgen beş pencere yer alır. Yanındaki iki katlı olan bölümün alt ve üst katında üçer pencere, tek katlı olan kısımda üç, tek katlı kısma bağlı olan geriye çekilmiş kısımda ise iki pencere bulunmaktadır. Üç katlı yapının plan düzeninde, ortada bir sofa ve çevresinde de küçük yüklükler bulunmaktadır. Yalının üst katı tamamen sofaya açılan yatak odalarına ayrılmıştır.
Behçet Ünsal 1990 yılında yalının mimari biçimiyle ilgili şunları demiştir: ”Röleve planına bakıldığında halihazır durumunda karakteristik bir kompozisyon görülmemektedir;merdiven biçimi ise günümüz apartman merdivenlerini andırmaktadır, ve de eklenen WC mahalleri ise tam bir aykırılık arz etmekte bulunuyor. Zaman zaman yapılan tadillerin sonucunda özgün yalı bu hale dönüşmüş olmalıdır. Ama mutfak ve hamam bölümü bugün de eski halinde durmakta, bitişik nizamda(gelenek dışı) bir örnek teşkil etmektedir: Gerek yapı biçimi gerek döşemesi ile…Bunun gibi deniz cephesi de kitlesel ayrılıklar arz ederek yükselmektedir. Ve soldaki üç katlı kitlede özellikle orta katın direkli elevasyon ve alt katın kemerli pencere düzeni cephe birliği ile uyuşum halinde olmadığı gibi Boğaz yapı geleneğine de aykırı görünmektedir…”
Güney yönündeki kayıkhane, bugün kömürlük olarak kullanılmaktadır. Yalının ön cephesi çürümüş olduğundan, 1978 yılı yazında Taç Vakfı’nın teknik sorumluluğunda yenilenmiştir. 1980’li yıllarda ise denize doğru kayma gösteren yalının önüne boydan boya, dokuz adet ayağın üzerine oturtulmuş bir rıhtım yapılmıştır.
Kaynakça:
Erdenen Orhan, Boğaziçi Sahilhaneleri I Anadolu Yakası, İBB Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul 2006, s.124-128
hekimbasiyalisi.com
zerhan gökpınar
“Behçet Ünsal 1990 yılında yalının mimari biçimiyle ilgili şunları demiştir: ”Röleve planına bakıldığında halihazır durumunda karakteristik bir kompozisyon görülmemektedir;merdiven biçimi ise günümüz apartman merdivenlerini andırmaktadır, ve de eklenen WC mahalleri ise tam bir aykırılık arz etmekte bulunuyor. Zaman zaman yapılan tadillerin sonucunda özgün yalı bu hale dönüşmüş olmalıdır. Ama mutfak ve hamam bölümü bugün de eski halinde durmakta, bitişik nizamda(gelenek dışı) bir örnek teşkil etmektedir: Gerek yapı biçimi gerek döşemesi ile…Bunun gibi deniz cephesi de kitlesel ayrılıklar arz ederek yükselmektedir. Ve soldaki üç katlı kitlede özellikle orta katın direkli elevasyon ve alt katın kemerli pencere düzeni cephe birliği ile uyuşum halinde olmadığı gibi Boğaz yapı geleneğine de aykırı görünmektedir…” Yalıda değişik dönem tadilatları ile eklenen herhangi bir WC bölümü yoktur, eski WC’lerdeki alaturka taşlar alafrangaya dönüştürülmüştür.