Selimiye Kışlası
Selimiye Kışlası, Üsküdar ilçesinde(http://www.degisti.com/index.php/archives/1085), Harem sırtlarında yer alan ihtişamlı yapıdır. III.Selim tarafından, Nizam-ı Cedid askerleri için 1794-1799 yılları arasında, kesme taş bir kaide üzerine, ahşap olarak inşaa ettirilmiştir.
Selimiye Kışlası’nın bulunduğu yerde, 1555’de Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan, daha sonraki padişahlar zamanında da onarılıp, genişletilen ve 1794’de yanan “Kavak Sarayı” denilen bir saray bulunuyordu. III.Selim zamanında bu sarayın yerine yaptırılan ilk kışla, kesme taş bir kaide üzerinde ahşap olarak inşaa edilmiştir. Kışla,1807’de yeniçeri ayaklanması sırasında yanınca, II.Mahmut tarafından, 1827-1829 tarihleri arasında mimar Krikor Balyan’a kagir olarak yeniden yaptırılmıştır.
Sultan Abdülmecit devrinde iki defa yenilenen ve dört köşesine yedişer katlı birer kule eklenerek bugünkü halini alan kışla, Kırım Savaşı yıllarında 1853-1856 arasında, İngiliz askerlerine tahsis edilmiştir. Modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale, 1854’de kışlaya gelerek, yaralı İngiliz askerlerinin tedavisinde görev almıştır. Florence Nightingale ve beraberindeki hemşirelerin kaldığı, kışlanın kulelerinden birinde yer alan bölüm, daha sonra müzeye dönüştürülmüştür.
Birinci Dünya Savaşı sırasında kışla yeniden orduya verilmiş, Cumhuriyetten sonra bir süre tütün deposu olarak kullanılmıştır. Kışla 1959-63 arasında “Selimiye Askeri Orta Okulu”olarak hizmet vermiştir. 1963 yılında tamir edilerek 1. Ordu Karargâhı haline getirilen Selimiye Kışlası, 1970’li ve 1980’li yıllardaki sıkıyönetim zamanında, askeri tutukevi olarak da kullanılmıştır.
Türk mimari tarihinde İstanbul’un geleneksel görünümünü değiştiren ilk yapılardan biri olan Selimiye Kışlası’nda, şu anda 1. Ordu Komutanlığı faaliyet göstermektedir. Selimiye Kışlası, 200 m x 267 m ebatlarında, ortasında büyük bir avlu olan, dikdörtgen şeklinde bir yapıdır. Yapı, Boğaza doğru eğimli bir arazi üzerinde kurulduğu için her cephesindeki kat sayısı farklıdır. Bodrum katlarının üzerinde üç kat yer alan yapının dört köşesinde, yedişer katlı birer kule bulunmaktadır. Döneminin mimari üslubuna uygun şekilde Barok özellik taşıyan kulelerin, alttan beş katındaki dikdörtgen pencereleri üzerinde bindirmeler, bunların üzerinde de sağır kemerler görülmektedir. Diğer iki katın pencereleri ise yuvarlak kemerlidir. Kulelerin üzeri, dilimli bir çatı ile örtülüdür. Kışlanın çatısı çift eğilimlidir.
Dış cephelerdeki süslemeler, her yüzde aynıdır. Duvarlardaki payeler, cepheleri eşit bölümlere ayırmaktadır. Bu bölümler arası her katta üçer pencere vardır. Kışlanın Boğaz ve Kadıköy cephelerinde, en alt kat bodrum katlarında, iki önemli portali vardır. Batı yönündeki Boğaz portalinde yer alan kitabede, 1854’de Abdülmecit tarafından yaptırıldığı, doğu yönündeki Kadıköy portalinde yer alan kitabede de,1828’de II.Mahmut tarafından yaptırıldığı yazmaktadır. Bu iki portalin çok süslü olmasına karşın, zemin kattaki Nizamiye portali oldukça sadedir.
Leave a Reply