Rumeli Hisarı
Rumeli Hisarı, adını verdiği semtte (http://www.degisti.com/index.php/archives/2588), Yahya Kemal Caddesi üzerinde yer alır. Anadolu Hisarı`nın(http://www.degisti.com/index.php/archives/139) karşısında, İstanbul Boğazı`nın(http://www.degisti.com/index.php/archives/511) en dar ve akıntılı kısmında inşaa edilmiş, muhteşem bir eserdir. Fatih Sultan Mehmet tarafından, İstanbul’un fethinden önce, boğazın kuzeyinden gelebilecek saldırıları engellemek için yaptırılmıştır. Rumeli Hisarı’nın adı Fatih vakfiyelerinde Kulle-i Cedide, Neşri tarihinde Yenice Hisar, Kemalpaşazade Aşıkpaşazade ve Nişancı tarihlerinde Boğazkesen Hisarı olarak geçmektedir.
Hisarın yapımına 15 Nisan 1452′de başlanmıştır. Her bölümün inşaası bir paşanın denetimine verilmiş, deniz tarafına düşen bölümün inşaasını da Fatih Sultan Mehmet bizzat kendisi üstlenmiştir. Denizden bakıldığında sağ taraftaki kulenin yapımına Saruca Paşa, sol taraftakinin yapımına Zağanos Paşa, kıyıdaki kulenin yapımına da Halil Paşa nezaret etmiştir. Buralardaki kuleler de, bu paşaların isimleriyle anılmaktadır. Hisarın inşaası 31 Ağustos 1452′de tamamlanmıştır. Rumeli Hisarı 30 dönümlük bir alanı kapsamaktadır. 90 gün gibi kısa bir sürede tamamlanan hisarın, üç büyük kulesi dünyanın en büyük kale burçlarına sahiptir.
Rumeli Hisarı’nın yapımda kullanılan keresteler İznik ve Karadeniz Ereğlisi’nden, taşlar ve kireç Anadolu’nun değişik yerlerinden ve devşirme parçalar ise çevredeki harap Bizans yapılarından sağlanmıştır. Mimar E. H. Ayverdi’ye göre; hisarın yapımında yaklaşık olarak 300 usta, 700-800 işç,i 200 arabacı, kayıkçı, nakliyeci ve diğer tayfa çalışmıştır. 60000 metrekare alanı kapsayan hisarın, kargir hacmi yaklaşık 57700m3’dür.
Hisarda 17 kule ya da diğer bir deyişle burç vardır. Kulelerin en büyükleri Çandarlı Halil Paşa, Sarıca Paşa ve Zağonos Paşa kulelerdir. 9 katlı Çandarlı Halil Paşa Kulesi’nin yüksekliği 22 m, çapı 23.30 m ve duvar kalınlığı 6.50 m.dir. 9 katlı Sarıca Paşa Kulesi’nin yüksekliği 28 m, çapı 23.80 m ve duvar kalınlığı 7 m.dir. 8 katlı Zağanos Paşa kulesinin ise yüksekliği 21 m, çapı 26.70 m, duvar kalınlığı da 6 m.dir. Zağanos Paşa Kulesi İstanbul’un fethinden sonra uzun bir süre hapishane olarak kullanıldığı için “Karakule” adı ile de anılmaktadır.
Rumeli Hisarı’nın büyük kulelerini birleştiren çevirme duvarlarının, kuzeyden güneye uzunluğu 250m.,doğudan batıya uzunluğu ise 125 m.’dir. Hisarın Dağ Kapısı, Dizdar Kapısı, Hisarpeçe Kapısı ve Sel Kapısı olmak üzere 4 ana kapısı ve bir de Mezarlık Kapısı denilen bir tali kapısı vardır. Güneye bakan kulenin yakınında, cephane ve erzak mahzenlerine giden yolların ucunda, 2 tane de gizli kapısı bulunmaktadır.
Rumeli Hisarı 1509 Büyük İstanbul Depremi’nde büyük zarar görmüş ancak hemen onarılmıştır. 1746 yılında çıkan yangında ahşap kısmı harap olan hisar, III. Selim (1789-1807) döneminde tekrar onarılmıştır. Uzun yıllar hapishane olarak kullanıldıktan sonra kaderine terk edilen kale, zamanla, burada görev yapan muhafız ve dizdarların oturdukları, kale ile hiçbir şekilde uyum sağlamayan küçük ahşap evlerle dolmuştur. Rumelihisarı deniz müzesi yapılmak üzere 1917’de bir Alman şirketine tamir için verilmiş fakat 1918 yılında çeşitli nedenlerle inşaat durduğundan bu istek gerçekleşmemiştir.
1953 yılında Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın talimatı ile üç Türk bayan mimar Cahide Tamer, Selma Emler ve Mualla Anhegger-Eyüboğlu hisarın onarımı için gerekli çalışmalara başlamış; kale içindeki ahşap evler kamulaştırılarak yıkılmış ve restorasyon gerçekleştirilmiştir.
Rumeli Hisarı bugün müze ve açık hava tiyatrosu olarak kullanılmaktadır. Hisarda açık teşhir yapılmakta sergi salonu bulunmamaktadır. Toplar, gülleler ve Haliç’i kapattığı söylenen zincirin bir parçasından oluşan eserler, bahçede sergilenmektedir.
Rumeli Hisarı, Çarşamba günleri dışında 09.00-16.30 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Giriş 3TL olup, Müzekart geçerlidir.
Kaynakça:
wikipedia.org
rumelihisari.org
indiana.edu/cushman
Selim Sel
Merhaba, öncelikle bu mükemmel site için teşekkür ederim.
Bu kalenin eski çizimlerinden bazılarında burç tepelerinde külah görünüyor. Nerede gördüğüme emin değilim ama sanırım Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde böyle bir resim vardı. İlk yapıldığında külah var mıydı acaba? Wikipedia’da kale burçlarını örten ahşap külahlar olduğundan bahsediliyor. Orjinal hali külahlı idiyse tekrar külah eklenmesi söz konusu olabilir mi acaba?