degisti.com

zamanla her şey değişir…

Yıldız Hamidiye Camii – Yıldız Camii

Yıldız Hamidiye Camii – Yıldız Camii

Yıldız Hamidiye Camii ya da Yıldız Camii, Beşiktaş’da(http://www.degisti.com/index.php/archives/2589), Barbaros Bulvarı’nın kuzey kesiminde, yaklaşık on dönümlük bir arazi üzerinde, 1440 metrekarelik bir alana inşaa edilmiştir. Yıldız Sarayı yolu üzerindeki yapının asıl adı Hamidiye olmasına rağmen, daha çok Yıldız Camii olarak bilinmektedir. II. Abdülhamit tarafından 1885-86’da yaptırılan camiinin mimarı, Sarkis Balyan’dır.

Yapı, 1877’de Yıldız Sarayı’na yerleşmesinden sonra, güvenlik nedeniyle uzak camilere gitmekten hoşlanmayan Sultan II. Abdülhamit’in isteği üzerine, sarayın hemen yanı başında inşaa edilmiştir. Etrafı demir parmaklıklarla çevrili bir avluda yer alır. Bu geniş avluya, üç ayrı yerden, üç kapı ile girilmektedir. Bu kapılardan en büyüğü, kuzeyden cami avlusuna girilen kapıdır ve Yıldız Üniversitesi girişinin tam karşısında bulunmaktadır. Saray girişlerini andıran bu kapıdan, zemini kesme taşla kaplı, geniş bir avluya geçilir.

Girişte sağda, dört cepheli, üstü çatı pencereli, küçük bir kubbe ile örtülü bir saat kulesi vardır. ( http://www.degisti.com/index.php/archives/6495 )    Saat kulesinden camiye doğru biraz ileride, Fransa’da dökülen yeşil renkli, nefis Hamidiye Çeşmesi ve çeşmenin ön tarafında Sultan II. Abdulhamit Han Tuğrası dikkat çekmektedir

Cami, kitlesi, plan şeması ve dekorasyonu ile son dönem Osmanlı mimarlığında eşi olmayan bir yapıdır. Barok, ampir, rokoko üsluplarının harmanlandığı eklektik stilin son örneği olan yapı,aynı zamanda Osmanlı selatin camilerinin sonuncusudur. Yıldız Hamidiye Camii, köşk, hatta saray imgesinin öne çıktığı bir tasarım örneğidir. Gerçekten de hünkar köşkü kitlesi, dikdörtgen planlı tek bir ana kitle olarak biçimlenmiş, buna kuzey doğu ve kuzey batı yönlerinden eklenen yine dikdörtgen planlı ve daha alçak iki kitle hiyerarşik ve simetrik bir görünüm sağlamıştır. Bu görünümü güçlendiren bir diğer öğe ise cephenin merkez aksının, taç kapı biçiminde tasarlanması ve bunun için de daha geniş ve daha yüksek tutulması, öne doğru bir çıkma yapması ve üstte zengin bezemeli bir tepelikle vurgulanmasıdır. Bu taç kapı motifi, mihrap çevresinde de kullanılmıştır. Böylece taç kapılar, tarihi işlevlerinden farklı olarak, kubbeyi ortalayan simetri öğeleri olmuşlardır.

yildiz_camii_eski

Değişik yükseklikteki dikdörtgen planlı prizmatik kitlelerin kompozisyonu ve kullanılan mimari öğeler, daha çok sivil mimariden devşirilmiş tasarım kalıplarına yakındır.  Cami, bu kitlenin üstünde, yalnızca on altı oval pencereli çokgen kasnağı ve küçük, yüksek kubbesi ile belirir. Neogotik pencereler ve mukarnas dizisi cami kasnağına ayrı bir hava katmıştır. Yapı, toplam otuz altı pencere ile aydınlatılmıştır. Ana kitlenin cepheleri, silme takımları ve profillerin oluşturduğu bir çerçeveleme sistemi içinde düzenlenmiştir. Çerçevelerden her birinin içinde üçlü dilimleri olan neo-gotik üslupta pencereler vardır. Caminin kuzey cephesi önemli ölçüde değişmiştir. Yapının Süfera odasından yükselen minaresi, yivli gövdeli ve mukarnas şerefelidir.

Her yönüyle farklılık arz eden yıldız Hamidiye Camii’ndeki bir başka özellik de, diğer camilerdeki fil ayakları yerine, burada Mescid-i Aksa’daki gibi ana sembol olarak, içi çelik üzeri ahşap kaplama ve motiflerle bezeli dört direk dikilmiş olmasıdır.Ahşap kapıyla girilen harimde, minber ve vaaz kürsüsü mermerden yapılmıştır.

Yapının iç bezemeleri de, dikkat çekici güzelliktedir.  Sağda elçiler için, tavanı on sekiz ayar altından yapılmış süslü Süfera Odası, soldaysa tavanı yağlıboya tablolu ve çok süslü olan Hünkar Mahfili bulunmaktadır. Dört kalın demir sütun üzerine oturan kubbesinin, saçakları oyma yıldızlarla çevrilidir. Kubbenin ortasında altın yaldızla ve kûfi hatla Neml Suresi’nin ilk ayetleri Hattat Abdulfettah Efendi tarafından yazılmıştır. Bu ayetleri altın yaldız süslemeli iki çember kuşatmaktadır.

Kubbe iki ana çemberden oluşmuştur. Kubbenin ortası ile birinci çember arası, mavi lacivert zemin üzerine altın yaldızlı yıldızlardan oluşmakta, birinci çemberle ikinci çember arası, krem zemin üzerine renkli motiflerle çevrelenmektedir. Özellikle kubbenin tam ortasından caminin zeminine doğru uzanan kristal, gösterişli bohem avize, mihraba doğru bakıldığında, mihrabın güzelliğine ortak olmaktadır. Bu bohem kristal avizenin, devrin Alman imparatoru veya Alman şansölyesi Prens Bismark tarafından hediye edildiği söylenmektedir.

Cami içindeki kuşak yazıları, Hattat Ebu Ziya Tevfik tarafından yazılmış, 1980 yılında Hattat Mahmut Öncü tarafından yenilenmiştir. Ayrıca her pencere arasında gülkurusu zemin üzerinde mavi desenle bezenmiş, abanoz üzerine sedef oyma ile altın yaldız kaplamalı Allah (cc) Hz. Muhammed (sav) Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Hüseyin ( r.anhüm) adları yazılı, eşine az rastlanır güzellikte şaheser levhalar duvarları süsler; ki bu yazılar Hattat Mustafa İzzet Efendi tarafından yazılmıştır.

 

 

 

yildiz_camii_restorasyonu_2014

 

yildiz_camii_restorasyonu_2014

 

Linkler:

Beşiktaş Müftülüğü Web Sitesi

 

Paylaşmak ister misiniz ?

Admin

Website:

2 comments

Arto Yuzbasiyan

Yildiz camiisinin mimari Sarkis Balyan, Istanbul dogumlu Balyan ailesinin bir ferdidir. Kedisi muhtemelen Italyaya tahsil icin giitigi mumkundur. Bunun disinda Italyanlikla yakindan uzaktan bir ilgissi yoktur. Kendisi Ermni asili bir Osmanli vatandasidir.
Ilgilerinize sunarim.

    Mehmet Demir

    Bu eser ve başka eserler gösteriyorki Osmanlının Ecdadımın Türk Milletinin Ermeni ahaliyle bir sorunu yoktu.Olsa idi.İstanbulun fethinden sonra Ermeniler İstanbula Yerleştirilmez. ve 1000 Yıl Türklerle yaşamazdılar.Gerçek Dış güçlerce Türklere karşı kışkırtılmalarıydı.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir